"نصفَ" - Translation from Arabic to Turkish

• yarısını
• yarısı

Bildiğin her şeyi bana öğrettin ama bildiklerimin yarısını asla öğrenemedin.
علّمتِني كلّ ما تعرفينه، لكن لم تتعلّمي قطّ نصفَ ما أعرفه.

Kalan hayatımın yarısını bu kadın için harcamak?
لا يوجدُ أملٌ بأن أُضيّعَ نصفَ حياتي على فتاةٍ كهذه

Hayatımın yarısını o kadınla müzakere ederek geçirdim.
لقد قضيتُ نصفَ حياتي أتفاوض مع تلك المرأة

Beni dinle, dışarıdaki adamların yarısı katil.
استمع إليّ، إن نصفَ الرجالِ بالخارجِ قتلةٌ.

O zaman Camelot'un yarısı sizin olur.
عندها ستصبح نصفَ كاميلوت ملككِ

Bir kadının kafasının yarısını kestikten sonra kaçıp saklanan ben değilim.
لستُ أنا من استأصلَ نصفَ دماغِ امرأة ثمّ ركضَ يختبئ

Ayrıca oğlumun, hiç tanımadığımız bir gezegene ulaşabilmek için ömrünün yarısını bir gemide geçirmesi fikri hoşuma gitmiyor.
أيضاً،أنا لا أحُب فكرة إبني يقضي نصفَ حياتهِ في سفينة للوصول إلى كوكب لانعرفه

Hayatının yarısını benimle ilgilenerek harcadın.
و قضيتِ نصفَ حياتك و أنتِ تعتنين بي

Ve yaptıklarını büyünün yarısını bilmiyoruz.
ونحنُ لانعلم نصفَ السحر الذي فعلوهُ

Google, dünyanın yarısını kölen hâline getirsen de hâlâ en iyi arama motoru sensin.
جوجل،،برغم أنك إستعبدتَ نصفَ العالم، إلا أنك ماتزال محرك بحث فعلا جيّد!

Alex, hayatımın yarısını bu projeye adadım.
"أليكس" لقد كرستُ نصفَ حياتي لذلكَ المشروع

Bu projeye hayatlarının yarısını adamış durumdalar.
لقد خصصوا نصفَ حياِتهم للمشروع

Bugün karaciğerin yarısını kesip çıkardın.
لقد استأصلتِ نصفَ كبدٍ اليوم

Teknik olarak Harley kliniğinin yarısını bana bıraktı.
هارلي" تركَ نصفَ تدريبهش إلي"

Cerrah olarak annemin yarısı kadar bile iyi değilim.
أنا لستُ نصفَ ما كانت عليه

Will'in ekibi silah deposuna saldırdı, silahların yarısı gitti.
فريقُ (ويل) هاجم ترسانة أسلحتنا وأخذوا نصفَ أسلحتِنا.