yarım saat inleyen bir lamba görünüyordu. | Open Subtitles | حصلنا على نصف ساعه من مصباح يصدر اصوات. |
Partneri yarım saat sonra gelir. | Open Subtitles | والآخر يصلُ بعد نصف ساعه من وصول الأول. |
Adam sabah adliyeye gelir, yarım düzine dosyayı rastgele seçer, her müvekkiliyle en fazla yarım saat görüşüp, hakim karşısına çıkar. | Open Subtitles | انه شخص يبدأ يومه بالمحكمه يقوم بتولى نصف دسته من القضايا الملقيه من صندوق قمامه يقابل عملاءه قبل نصف ساعه من الوقوف أمام القاضى |
Bizi aramadan yarım saat önce. | Open Subtitles | قبل نصف ساعه من إتصالها لنا |