Yoksullara evrak işlerinde yardımcı olabilir veya fatura ödemelerini hatırlatmak için mesaj gönderebilirdik. | TED | يمكننا مساعدة الفقراء بأعمالهم الورقية أو إرسال رسائل نصية لهم لتذكيرهم بدفع فواتيرهم. |
İlk mesajlaşmamızdan sonra bana ikinci bir kısa mesaj gönderdi. | Open Subtitles | بعد رسالة المبدئي لدينا، أنها أرسلت لي رسالة نصية ثانية |
Çocuklar, 2012'nin sonlarında çok önemli bir kısa mesaj almıştım. | Open Subtitles | يا أولاد في أواخر 2012 استلمت رساله نصية هامة للغاية |
Çiftçilere ucuz, basit telefonlarda SMS hizmetini kullanarak en iyi hayvancılık uygulamalarını öğretiyoruz. | TED | وعلمنا الفلاحين بعض التقنيات لتربية المواشي باستعمال رسائل نصية باستخدام هواتف بسيطة، |
Günümüzden bir kaç yüzyıl önce de, iki yönlü haberleşmede devrim gerçekleşti. İletişim medyası: Önce telegraf, sonra da telefon. | TED | كان هناك أبتكار في التواصل من جهتين الإعلام المحادثي ، أولا التلقراف ، ثم الهاتف وببطء ، حوارات برسائل نصية |
Hayır, hayır, kimseyi arama Michael. Yok, mesaj atıyorum zaten... | Open Subtitles | لا تهاتف أي أحد أنا أرسل له رسالة نصية إذن |
Ayrıca mesaj atmayı bildiğini ve özellikle seni öldürmek istediğini biliyoruz. | Open Subtitles | بأرجل كثيرة ورسائل نصية غير منتهية. ونعرف بأنه يُريدُ قَتلك تحديدًا. |
Sana, en az 50 mesaj gönderdim. İçlerinden almadığın oldu mu? | Open Subtitles | ارسلت لك, حوالي 50 رساله نصية ألم تحصل على أي منها؟ |
Bana bir iyilik yap ve bir daha bana mesaj falan gönderme. | Open Subtitles | أسدي لي معروفا ولا ترسلي لي أي رسائل نصية أو بريد صوتي |
O zaman telefon et ya da e-mail, mesaj filan gönder. | Open Subtitles | أجل، لذا أمسك الهاتف، أكتب رسالة إلكترونية أو إبعث رسالة نصية. |
kısa mesajla taciz ya da zalim cep telefonu videolarına benzer şeyler yoktu. | Open Subtitles | لم يكن يوجد حينها المضايقة عبر رسالة نصية او انتشار مقاطع فيديو قاسية |
İnsanlara kısa mesaj harici şeyler gönderebilecek. | TED | حتى يحصل الناس على شيء أكثر من رسائل نصية فقط؟ |
Ancak şimdi şunu hayal edin: 20 dakika sonra bir kısa mesaj aldınız. | TED | ولكن تخيل هذا: بعد عشرين دقيقة، تتلقى رسالة نصية. |
Ben 80 yaşındakilerin kısa mesajını ve 23 yaşındaki çocuklarının battaniye ördüğünü biliyorum. | TED | أعلم أشخاص يبلغون 80 سنة يرسلون رسائل نصية وأشخاص يبلغون 23 سنة يحبكون الباطانيات. |
Çiftçiler en iyi hayvancılık uygulamaları hakkında haftada 3 SMS alıyorlar ve mesajda yazanları uygulayanlar üç ay gibi kısa bir zaman diliminde üretkenlik düzeyindeki artışı görebiliyor. | TED | يتوصل المربي ب 3 رسائل نصية كل أسبوع بها نصائح من يعمل بها يلاحظ ارتفاع في حجم إنتاجه في ظرف 3 شهور |
Kalıcı olduğu için SMS kullanıyoruz. | TED | نستعمل الرسائل نصية لأنها سهلة الاستعمال، |
Üç dilim kek sipariş etti ve eve götürdü ve metresine bir SMS gönderdi. | Open Subtitles | طلب معه ثلاث قطع من الكعك للمغادرة بها :و أرسل رسالة نصية إلى عشيقته |
Tüm gün mesaj atıp durdu. "Lütfen, lütfen, lütfen" diye | Open Subtitles | ظل يرسل لي رسالة نصية طيلة اليوم يرجوني فيها للمجيء |
O tarihten sonra, ondan mesajlar aldım. | Open Subtitles | حسناً، تلقيت رسائل نصية منه منذ ذلك الحين أتلقيتِ؟ |
Ama şimdi yardımdan yalnızca bir telefon mesajı uzaktalar. | TED | لكن الآن، يمكنهم أن يكونوا على بعد رسالة نصية من إيجاد المساعدة. |
Kalbimden dökülen en güzel sözleri mesajlara yazayım sen de git telefonunu kaybet. | Open Subtitles | أوجه لك مشاعري في رسالة نصية بليغة.. وتخبريني أنك فقدت جوالك؟ |
Sadece telefon mesajları alırdım ve ertesinde çantalar dolusu para gelirdi. | Open Subtitles | فقط حصل على رسالة نصية ، وكيس من النقود بعد ذلك |
Pazartesi günü akşam 5:23 ve 5:56 arasında mesajlaşma olmuş. | Open Subtitles | هناك رسائل نصية بينهم يوم الاثنين بين 5.23 و 5.56 مساء |
İnsanlar bana yeni bir önemli yetenekten bahseder oldu: mesajlaşırken göz teması kurmak. | TED | يحدثني الناس عن المهارة الجديدة المهمة لإقامة تواصل بصري وأنت تبعث رسائل نصية. |