"نظارته" - Translation from Arabic to Turkish

    • gözlüklerini
        
    • gözlüğünü
        
    • gözlükleri
        
    • gözlüğü
        
    • gözlüğüne
        
    • gözlük
        
    • gözlüklerine
        
    Fakat sonunda ayrıldığımız vakit, bana kendi gözlüklerini verdi. Open Subtitles وعندما افترقنا في نهاية المطاف قدم لي نظارته المكبرة
    Biraz önce buradan aynı arabayla giden adam, bizi gözlüklerini çalmakla suçlamıştı. Open Subtitles الرجل الذي غادر للتو اتهمنا بسرقة نظارته
    Eğer oğlun gözlüğünü koyduğu yeri unutmasaydı havaalanına geç kalmazdık. Open Subtitles أتعلمي؟ سنتأخر على أختك فى المطار إن لم يتذكر ابنك أين وضع نظارته
    Sonra adamın boynunu kırmaya gitti ama gözlükleri düştü. Open Subtitles إذاً لماذا هو هارب الآن ؟ حينها ذهب ليكسر عنق ذلك الرجل لكن نظارته سقطت
    Onun genellikle kullandığı gözlüğü kontakt lenslere alışıncaya değin yedek olarak cebinde tutuyordu. Open Subtitles نظارته العادية احتفظ بها كدعم في جيبه حتى أصبح يستعمل العدسات
    Okurken kendini kaptırıyor gözlüğüne dokunuyor ve aynı zamanda burnunu şöyle yapıyor. Open Subtitles ويكون منخرطًا بها يلمس نظارته ويحرك أنفه بالوقت ذاته مثل هذا، انظر
    Kalça yüzeyi değiştirme ameliyatı sırasında güneş gözlüklerini çıkartıp hastanın testislerine koydu ve resmini çekti. Open Subtitles كان على الوشك أن يطرد لأنه خلال تصوير أشعة لورك مريض أخذ نظارته الشمسية
    Ve sahaya baktığımda Ned'in orada gözlüklerini aradığını gördüm. Open Subtitles وفي نيد لا يزال هناك، تبحث فقط عن نظارته.
    O, hep kendini toparlamak ve düşünmek istediği zaman gözlüklerini silerdi. Open Subtitles دائماً ما استخدم تنظيف نظارته كطريقة لتجميع شتات نفسه، ليفكّر.
    Son kişiydi ve gözlüklerini kırmıştı. Open Subtitles -نعم. -لقد كان الرجل الأخير، وقد كسر نظارته.
    Onun gözlüklerini çalmamalıydın Open Subtitles كان عليك ألا تاخذ نظارته يا جاك
    gözlüklerini çıkarıp yeniden takacak. Open Subtitles انه يخلع نظارته و يرتديها ثانيه
    gözlüğünü sokakta birine sattığına inanabiliyor musun? Open Subtitles هل تصدّق بأنه باع نظارته في الشارع؟
    Madam Redfern kolayca gözlüğünü çalıp saatini de ileri alır. Open Subtitles كان من السهل على السيدة ريدفيرن سرقة نظارته, وان تقوم بتقديم ساعته ربع ساعة .
    "Burnuna düşmüş gözlüğünü düzeltti hazırlanıp yüksek sesle okudu." Open Subtitles "لقد وضع نظارته على أنفه وقام بالنحنحة وقرأ بصوت عال.."
    Sakin ol, gözlükleri olmadan bir şey göremez. Open Subtitles كلا.. كما أنه لا يمكنه الرؤية جيدا بدون نظارته
    Sanırım Milhouse ile kalacağım. Ağladığı zaman gözlükleri buğulanıyor. Open Subtitles أعتقد أني سأبقى مع ميلهاوس، إن نظارته تشوش حين يبكي
    Reilly'nin kafatasının arka kısmı bu lokantanın çatısına düştü. Aynı şekilde gözlükleri de. Open Subtitles مؤخرة جمجمة رايلي ، سقطت على سطح هذا المطعم ، وكذلك نظارته
    Oraya gidersen gözlüğü nereden aldığını da sor. Open Subtitles إن ذهبت إليه، يمكنك أن تسألية عن مصدر نظارته.
    gözlüğü olmadan hazırlanmış bir metni okumasının imkanı yok. Open Subtitles لا يوجد أي احتمال أن يمكنه قراءة الخطاب بدون نظارته
    Artık gözlüğüne bile ihtiyacı yok. Open Subtitles ولا يحتاج حتى إلى نظارته بعد الآن
    Bir çocuğun tez elden okkalı bir ceza yemesi için bir çift kırık gözlük camı biçilmiş kaftandı. Open Subtitles لا شيء يكدّر طفلاً وينغص عليه حياته، مثل كسر نظارته!
    Ates ederken olusan namludaki parlama, gözlüklerine yansiyor. Open Subtitles الوميض يُضيء في نظارته

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more