Tabiki, Adalet sistemi onların suçunu herkesin bildiği eski suçlardan kabul ediyor. | TED | بالطبع، يعاملهم نظام العدالة الجنائية على أنهم مجرمون شائعون. |
Ama yine de Adalet sistemi beni serbest bırakıyor. | Open Subtitles | و رغم ذلك, نظام العدالة' '.الجنائي أطلق سراحي |
Adalet sisteminin parçası mısınız yoksa üniformalı gangsterler mi? | Open Subtitles | أأنت جزء من نظام العدالة أم من العصابات الذين يرتدون الزيّ العسكريّ. |
Benim ya da bir bütün olarak adalet sistemimiz için mümkün olamayacağını düşündüğüm bir şeyi bana tanıtan bir sınıfın öğrenme ortamıydı. | TED | لكن بدلاً من ذلك، كان بسبب البيئة التعليمية في صف عرّفني على شيء لم يكن متاحاً لي أو متاحاً في نظام العدالة ككل. |
Ama meme esaslı Adalet sisteminden çıktık sanırım. | Open Subtitles | ولكن أعتقد أننا قد تجاوزنا نظام العدالة القائم على الصدر |
Ve korktuğumuz her şey, mesela internetin geleceği ve erişimi gibi, öfke duyduğumuz herhangi bir şey, iç güdüsel olarak müdahaleci bir Adalet sistemi doğuruyor. | Open Subtitles | و كلّ ما يُخيفنا، كمستقبل النفاذ إلى الإنترنت و كل ما يُغضبنا، يترجم في شكل تدخّل نظام العدالة الجنائية |
Belli ki zanlımızın Adalet sistemi... bundan sorumlu olabilir. | Open Subtitles | بالتأكيد نظام العدالة الجنائية، سيأخذ ذلك في الحسبان. |
Bu ülkenin Adalet sistemi şaka gibi. | Open Subtitles | نظام العدالة في هذه الدولة أضحوكة |
Sen başarısız olmadın. Adalet sistemi bizi harcadı. | Open Subtitles | انك لم تخفق, لقد خذلنى نظام العدالة |
"'Tüm çabalara rağmen, bu Adalet sistemi... | Open Subtitles | على الرغم من كل الجهود التي تبذل، نظام العدالة هذا قد قتل ... |
Bütün berbat Adalet sistemi yüzünden! | Open Subtitles | إنه عن نظام العدالة البشع بأكمله. |
Olmaz. Adalet sisteminin beni temize çıkaracağına inancım tam. | Open Subtitles | لا لدي إيمان بأن نظام العدالة سوف تبرئ لي. |
Şimdi, bu benim Adalet sisteminin her zaman doğruyu söyleyeni değil de kendi doğrularını yaratacak güce sahip olanları ödüllendirdiği konusunda gözümü açan ilk davaydı... | Open Subtitles | الآن ، كانت هذه أول قضية تفتح عَينَايْ لحقيقة أن نظام العدالة ... لا يُكافئ دائماً أولئكَ الذين يقولونَ الحقيقة |
Ama adalet sistemimiz, bir insanın değişebileceği üzerine kurulu değil midir? | Open Subtitles | ولكن أليس نظام العدالة مبني على فكرة أن المرء ممكن أن يتغيّر؟ |
adalet sistemimiz artık böyle işliyor. | Open Subtitles | الذي يبدو لنا انه استطاع توظيف نظام العدالة |
Açıklama yapmazsa yetkililer ve Kolombiya Adalet sisteminden önce ben onun hakkında yasal işlem başlatacağım. | Open Subtitles | وفي المقابل سأُقاضيه قانونيًا أمام السلطات وأمام نظام العدالة الكولومبي |
Adalet sisteminden çıkan hiçbir şeye güvenmem. | Open Subtitles | لا أثق بأيّ شيء آتِ من نظام العدالة |
Eğer adalet sistemine ve ve verilen cezalara şu an yaptığımız gibi güvenirsek başedemeyeceğimiz canavarlar ortaya çıkmasına göz yumarız. | TED | و لو أننا اعتمدنا، كما نفعل في هذه اللحظة، على نظام العدالة الجنائية منفردا و التهديد بالعقوبات التأديبية، سنجد أننا نربي وحشا لا نستطيع ترويضه. |
Bir gün gelip de ceza adaleti sistemi içinde çok yaygın olan adaletsizliklerle ilgili hikâyeler paylaşacağımı hiç düşünmemiştim ama buradayım. | TED | لم أعتقد يومًا أنني سوف أروي قصصًا عن المظالم الشائعة جدًا في نظام العدالة الجنائية، ولكن ها أنا ذا. |
Amerikan cezai adalet sistemini dönüştürebilecek olmamız da bizim için harika bir haber. | TED | إن الأخبار الرائعة بالنسبة لنا أيضاً هي أنه هذه هي الطريقة التي يمكننا من خلالها تغيير نظام العدالة الجنائية الأمريكية. |
Bu sınıfta, herkes ceza adalet sisteminde yargılanmadan önce şehrin en hassas durumdaki gençlerinin hayatlarını geliştirme konusunda beyin fırtınası yapacak. | TED | وفي هذا الصف، يتشارك الجميع أفكارهم حول تحسين حياة الشباب الأكثر ضعفاً في مدينتنا قبل محاكمتهم ضمن نظام العدالة الجنائية. |
Piskoposlar, psikiyatristler ve şartlı tahliye memurları bu ülkenin, adalet sistemindeki, yanlışı bu. | Open Subtitles | الأساقفة والأطبّاء النفسيين وضبّاط الإطلاق المشروط هذا هو الخطأ في نظام العدالة بهذا البلد |
Hukuk sisteminin yozlaştığını söyleyenleri haklı çıkartıyor. | Open Subtitles | فهي تؤكد على مصداقية الكلام بأن نظام العدالة هنا فاسد. |
Biliyoruz ki gözaltında olan veya şartlı salıverilen yedi milyon insan var; biliyoruz ki ceza yargılaması sistemi orantısız şekilde beyaz olmayan insanları etkilemektedir, özellikle de fakir ve beyaz olmayanları. | TED | وهناك سبعة ملايين شخص تحت المراقبة أو السراح المشروط، نحن نعلم بأن نظام العدالة الجنائية يؤثر على الناس ذوي البشرة الملونة بشكل متفاوت وخصوصا الفقراء منهم. |
Deliller tam tersini gösterse de, tarih bizi, bir şekilde ceza yargılaması sisteminin hesap verilebilirliği sağladığına ve kamu güvenliğini geliştirdiğine şartlandırdı. | TED | بطريقة أو بأخرى التاريخ عوّدنا أن نؤمن بأنّ نظام العدالة الجنائية يجلب المسائله ويُحسّن السلامه العامه، رغم وجود أدلة على عكس ذلك. |