"نعبر" - Translation from Arabic to Turkish

    • geçeceğiz
        
    • geçiyoruz
        
    • geçmemiz
        
    • geçelim
        
    • geçmeliyiz
        
    • geçmek
        
    • geçemeyiz
        
    • biz
        
    • ifade
        
    • sığdırmak
        
    • geçene
        
    • geçerken
        
    • geçip
        
    • geçeriz
        
    • geçmemize
        
    Buradan yan geçiş yapacağız oluktan yukarı tırmanıp buz kitlesine geçeceğiz. Open Subtitles سنقوم بإجتياز تلك الكتلة، ونتسلق المدخنة، و نعبر نهاية حقل الجليد.
    Üzerimizde güvenlik halatlarıyla aliminyum bir merdivenle geçiyoruz karşıya. TED كنا نعبر على سلم من الألمونيوم مع حبال آمان مربوطة
    Revire ulaşmak için, tımarhaneden mi geçmemiz gerekiyor? Open Subtitles أنه لكي نصل للمستوصف يجب أن نعبر من عنبر المجانين؟
    Arabam ileride, parkı geçince. - Parktan geçelim. Open Subtitles سيارتى هناك بجانب المنتزه ويجب أن نعبر من هنا
    Akabe'ye karadan ulaşmak için Nüfüd Çölü'nü geçmeliyiz. Open Subtitles لنصل الى العقبة عن طريق البر لابد ان نعبر صحراء النفود
    Çok pahalılar ve bir dizi sorunu beraberinde getiriyorlar, biz de bir nehir veya akarsudan geçmek için çok şerit kullanmaya meyilliyiz. TED فهي مكلفة جداً. وتحمل كل أنواع التحديات الأخرى المرتبطة بها، نميل إلى بناء بحور متعددة عندما نعبر مصبًا واسعًا أو معبرًا بحريًا.
    Hepimiz 18 dakika içinde o duvarı geçemeyiz. Open Subtitles لا يمكن أن نعبر نحن السبعة هذا الحائط في 18 دقيقة
    Tek bir halka açık girişi var ama biz kesinlikle oradan girmeyeceğiz. Open Subtitles مدخل واحد للعامة الذي هو تحديدا لا يجب ان نعبر من خلاله
    Kendimizi ifade etmeliyiz, istediğimizi giymeliyiz. TED ويجب أن نعبر عن أنفسنا، فنرتدي ما نريد.
    Motor. - Onu birkaç kelimeye sığdırmak imkansız. Open Subtitles -أكشن "من المستحيل أن نعبر عنها ببضع كلمات"
    Buradan yan geçiş yapacağız oluktan yukarı tırmanıp buz kitlesine geçeceğiz. Open Subtitles سنقوم بإجتياز تلك الكتلة، ونتسلق المدخنة، و نعبر نهاية حقل الجليد.
    Nehrin aşağısına, Şanghay'a doğru dönmek yerine, gölü geçeceğiz, ve China Light'e doğru Chien Nehri'ni döneceğiz. Open Subtitles ث بعد ذلك.بدلاً من الإتجاه لأسفل النهر إلى شنغهاي.سوف نعبر البحيرة و نستدير لأعلى نهر تشين إلى ضوء الصين
    Pennsylvania Scranton'a gitmek için okyanusu niye geçiyoruz? Open Subtitles المحيط.هل يجب أن نعبر المحيط ,لسكرانتون بنسلفانيا؟
    Kordondan geçiyoruz ve gemiye yaklaşıyoruz. Open Subtitles نحن نعبر الآن السُرَّة إننا نتجه ، إلى الإيفينت هورايزون
    Büyük bataklığı geçmemiz iki günden fazla sürer. Open Subtitles سنأخذ حوالي يومان لكي نعبر المستنقع الكبير
    Bizim de geçmemiz gerekir. Open Subtitles أنت فتحت هذا الباب أيها المالك ولسوف نعبر خلاله
    Köprüye doğru gidelim ve güneye Khalkin Nehrine giderek sınırı geçelim. Open Subtitles سوف نعبر الجسر ومن ثم نذهب الى الجنوب مرورا بنهر كهالكين وعندها سوف نعبر الحدود
    Biliyorsunuz Kuzey Kuşağı'nı geçmeliyiz, Bayan. Open Subtitles تعلمين يجب أن نعبر المنطقة الشمالية يا آنسة
    Sınırı göçmen şeklinde geçmek, illegal geçmekten daha iyi. Open Subtitles من الأفضل أن نعبر الحدود شرعياً كمهاجرين .لا كهاربين
    Parktan geçemeyiz. Serseriler var orada. Open Subtitles نحن لا نعبر المنتزه، هناك متشرّدين في الجانب الآخر.
    - biz Rio Grande'yi geçene kadar silah ve cephaneler arabaların altında kalacak. Open Subtitles حتى نعبر ريو غراندي, الأسلحة والذخيرة ستبقى في الجزء السفلي من العربات
    Büyük bir buz yarığında oldu. Bir kar köprüsünden geçerken köprü çöktü. Open Subtitles حدث هذا اثناء نزولنا بالمرأة ونخن نعبر الجسر هناك, فانهار به.
    (Merak ediyorum da) Acaba gökyüzü ne kadar uzağa gidiyor artık şu dağı geçip de dışarıdaki dünyaya girmemiz gün meselesi. Open Subtitles اتسائل كم تبعد هذة السماء بعيدا؟ سيكون اى يوم الان عندما نعبر ذلك الجبل ويدخل العالم الخارجى
    Yolda yürürken, farkında bile olmadan yanlarından geçeriz. Asla şüphelenmez ve hiçbir zaman bilemeyiz. Open Subtitles , نعبر بجانبهم في الشارع بدون ان نلاحظهم لا نشك بهم و لا نعرف حقيقتهم
    Bize sınırı geçmemize izin vermeyeceklerini söylediler. Open Subtitles قال بأنه لن يتركنا نعبر الحدود

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more