Bana göre, kör olmak, çok derin bir lütuf, çünkü körlük bana görüş verdi. | TED | بالنسبة لي ، أن أصبح أعمى كانت نعمه عميقة. لأن العمى أعطاني البصيرة. |
Tanrı'nın ne istediğini bilmek bir lütuf mu sence? | Open Subtitles | هل تعتقد انها نعمه أن تعلم ماذا يريد الرب |
Böyle bir katliamdan kurtulmak Tanrılardan bir lütuf. | Open Subtitles | أنها نَجت من المذبحه بمثابه نعمه من الآلهه |
Birbirinizden ve kendinizden memnunsunuz. Bu büyük bir lütuf. | Open Subtitles | إنكم راضون عن أنفسكم و عن بعضكم ، تلك نعمه كبيره |
Han Tae Joon'un oğlu olarak doğmanın bir nimet olduğunu bil. | Open Subtitles | ضع بمعلومك انها نعمه من الله انك قد ولدت كـولد هان تاى جون |
Kilisenizin, "Tanrının Elleri" olması bile ne kadar büyük bir lütuf olduğunu farkedebilirsiniz. | Open Subtitles | انها نعمه كبيره بان تجعلوا كنيسه يسد الاله بيتكم |
Onların bu şekilde hayatlarımızda olmalarını bir lütuf olarak görmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نشعر أن كونهم جزء من حياتنا نعمه |
Bu ise güzel bir şey. Bu bir lütuf. | Open Subtitles | هذا شئ جيد هذه نعمه |
Kime göre lütuf, ona mı? | Open Subtitles | لمن تعتبر نعمه . له؟ |
- Aslında bu saldırı bir lütuf. | Open Subtitles | -هذه الغاره هى نعمه فى باطنها |
Bart Bass, Manhattan'ın silüeti için bir lütuf. | Open Subtitles | "بارت باس) هو نعمه فى سماء "مانهاتن) |
Bu bir lütuf. | Open Subtitles | هذه نعمه |
Bu bir lütuf. | Open Subtitles | انها نعمه |
Bu bir lütuf. | Open Subtitles | انها نعمه. |
lütuf mu? | Open Subtitles | نعمه . |
lütuf! lütuf! | Open Subtitles | نعمه , نعمه ! |
Fransa için bulunmaz bir nimet. Din olarak da artık hoşgörülüyüz. | Open Subtitles | نعمه لفرنسا الجائعه ولأجل قضية تسامح ديني |
- Bu harika değil mi? - Bir nimet. | Open Subtitles | اليس هذا عظيم - نعم هذه نعمه - |