| Şey, Naomi'yle görüşüyor. Naomi bana hiç bir şey söylemez. | Open Subtitles | حسناً، إنها ترى نعومي و نعومي لن تقول لي شيئاً |
| Naomi az kalsın, sen ve İskoç kırbacını basacaktı. Fakat onun dikkatini dağıttım. | Open Subtitles | كانت نعومي ستدخل تلك الغرفة عليك وعلى الحزام الواقي, إلا أنّني إعترضتها وألهيتها. |
| Naomi SINGER, 33, doğu yakasındaki... Sliver Binasının 20. katından atlayarak öldü. | Open Subtitles | نعومي سينغر، 33 عاماً، لقيت حتفها بعد سقوطها من الطابق العشرين |
| François'nın Naomi Campbell'la evleneceğine yemin ediyorlar. | Open Subtitles | لكن أقسمَ فرانسوا يَتزوّجُ نعومي كامبيل. |
| Nasıl biri? Şu Nomi denen kız çok yetenekli. | Open Subtitles | اخبرك ان تلك الفاتاة نعومي موهوبة للغاية |
| - Eğer bir araya getiremezsen Naomi Campbell'ı saldırtırım sana. | Open Subtitles | نحن لن نسحبة سوية سأصبح نعومي كامبل بسببك |
| Aslında Naomi sürprize adım atmak üzere. | Open Subtitles | الأمر هو أن نعومي على بعد خطوات من المفاجأه |
| Naomi bir yetişkin. Bunu kaldırabilir. | Open Subtitles | نعومي فتاة ناضجة، تستطيع ان تتعامل مع هذا |
| - Mesela benimle Naomi'ye bakın. - Siz ikiniz "sadece arkadaş" değilsiniz... | Open Subtitles | أعني انظر إلي مع نعومي - أنتما الاثنان لستم أصدقاء أبداً - |
| Naomi, sen bir hekimsin. Söylediklerinin doğru olmadığını biliyorsun. | Open Subtitles | نعومي أنت طبيبة، وتعلمين أن هذا ليس صحيحاً |
| Naomi senin pastan yüzünden diyabetik komaya girmek üzere, | Open Subtitles | نعومي قريباً ستأتيها حالة غيبوبة بسبب السكر ..والفضل يعود لقالب الكيك خاصتك، لذا |
| Sadece, Naomi bu haftanın ne olduğunu söyledi. | Open Subtitles | إنه فقط، نعومي أخبرتني ما يعني لك هذا الأسبوع |
| Jack'e Naomi'den bahsettim, o da gitti. | Open Subtitles | .غادرت مع جاك غادرو بعد ان سمعوا عن نعومي |
| Senin sesini duymak da çok güzel, Naomi. | Open Subtitles | كلا, لكن من الجيد سماع صوتكِ أيضاً يا نعومي. |
| Hoş ben bir kere benim aleti Naomi'nin kedisine sokmuştum. | Open Subtitles | حسناً، ذاتَ مرة وضعتُ قضيبي في قِطة نعومي تيرنر |
| Naomi modelliğe başladığında korunmasız bir biçimde seyahat etmesini istemedi. | Open Subtitles | عندما بدأت نعومي عرض الأزياء في سنّ المُراهقة، لمْ يُردها أن تكون تحت الأرض من دون أيّ حماية، |
| Sana hala aşık. Naomi sana hala aşık. | Open Subtitles | هي مازالت واقعة في حبك نعومي مازالت تحبك |
| Pekala, kesinlikle Naomi hakkında çok suçlu hissediyor. | Open Subtitles | حسنا، انه بالتأكيد يشعر بالذنب نحو نعومي |
| Naomi'nin başkasının vücudunda hapsolmuş gibi hissetmesini hayal etmek bile istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أريد حتى أن أتصور نعومي أن تشعر وكأنها محاصرة في جسد شخص آخر |
| "Nomi 12 yaşındaki birinin duygusal derinliğiyle şarkı söylüyor." | Open Subtitles | "نعومي تغني بعاطفة طفل في الثانية عشر. " |
| Nai, bana çok kızgın olduğunu biliyorum, ama arkadaşın olarak sana Maya ile cinsellik hakkında konuşmanı tavsiye ederim. | Open Subtitles | نعومي أنا أعرف بأنك غاضبة مني و لكن كصديقتك، أنا اخبرك عليك أن تمضي بعض الوقت لتتحدثي مع مايا عن الجنس |