"نعيده" - Translation from Arabic to Turkish

• Geri
• iade
• götürmeliyiz
• getirmek
• götürmek
• götürüp
• götürelim
• götürmemiz
• Derhal

Bu yüzden Mühür sınırdan geçirilmeden önce onu Geri almalıyız.
لذلك قبل أن يعبر الختم الحدود نحنُ يجبُ أن نعيده

Biz sadece sizden bir eşya istiyoruz sonra Geri getireceğiz.
نريد أن نأخذ منك شيئاً و سوف نعيده على الفور

İkinci kural, aldığımız her şeyi partiden sonra iade edeceğiz.
القاعدة الثانية، أياً كان ما نأخذه، نعيده بعد انتهاء الحفلة.

Tabii parayı almaya niyetiniz yok. Tabii ki parayı Geri götürmeliyiz.
بالتأكيد لن أتكلم عن المال بالتاكيد لأننا سوف نعيده

Sen operasyonumuzun içine ettikten sonra... onu buraya tek parça halinde getirmek zorundaydık.
نحن بحاجه إلى ان نعيده هناك بـ جسد كامل بعد أن دمرت عمليتنا

Onu bulup düğününe götürmek için 48 saatimiz var .
نملك 48 ساعة لنجده و نعيده إلى حفل الزفاف

Eve götürüp sıcak tutmamız lazım.
الأمر يتكرر ثانيةً. علينا أن نعيده إلى المنزل ونقوم بتدفئته.

Her ne ise işte, hadi şunu çabucak geti götürelim, sonra da eve dönelim!
على كلٍّ دعونا نعيده بسرعة ومن ثم نعود الى القرية

- Onu SGC'ye götürmemiz gerekiyor. - O beni bir kere yaraladı.
نحتاج أن نعيده لقيادة بوابة النجوم لقد أطلقت علي طلقة

- Moskova onu Derhal Geri yollamamız konusunda çok katı.
-تُصر (موسكو) أنّ نعيده في الحال

Gerekirse onu Geri almayı düşünebiliriz ama... bunun için tamamen değişmeye söz vermesi lazım.
ربما يمكننا أن نعيده لكنه يجب أن يتغير تماما

Artık onu Geri getiremeyiz, orası kesin. Değil mi Fuller?
الامر المؤكد أننا لا يمكننا أن نعيده الان

Geri ödemezsek o polisi öldürdüğümüz için bizi ele verirler..
اذا لم نعيده لهم الليلة سيبلغون علينا بسبب الشرطي الذي قتلناه

Piston burayı kapatmadan önce Geri gelmeliyiz.
علينا أن نعيده إلى هنا قبل أن يغلق المكبس المكان

Eğer başka bir topluma aitse, onu ait olduğu yere iade etmeliyiz..
طالما تُسلّمُ الآثارَ الثقافية الينا لذا يَجِبُ علينا بكل تأكيد أن نعيده و نرجعه الى المالكين

Amanda McCready karşılığında sana paranı iade etmek istiyoruz.
تريد أن نعيده لك (مقايضاً بـ (أماندا ماكريدي

Şu anda Card'a karşı kullanabileceğimiz tek silah bu adam, ama onu Miami'ye canlı götürmeliyiz.
في الوقت الحالي هذا الرجل هو السلاح الوحيد ضد كارد لكن علينا أن نعيده إلى ميامي على قيد الحياة

Meliorn aranıyor ve ve onu Seelie'lerin konağına götürmeliyiz orada güvende olur.
علينا ان نعيده لمحكمة سيلي حيث سيكون محمي

Bayım, bir boynuzlu balinayı yakalayıp onu odama getirmek için geminizle buzul ötesi yolculuğa çıkmak istiyorum.
سيدي، أريد أستخدام مركبك في رحلة إلي ما وراء القطب الشمالي لكي نمسك بحوت القطب الشمالي و نعيده إلي غرفتي

Onları gömmek zorundayız... ..ve ve onu onu eve götürmek zorundayız.
ويجب... ويجب... ويجب أن نعيده إلى الديار

Eve götürüp sıcak tutmamız lazım.
علينا أن نعيده إلى المنزل ونقوم بتدفئته.

Hayır, yatağına götürelim.
لا , دعنا فقط نعيده إلى السرير

Hayır müfettiş. Onu geriye canlı götürmemiz gerekiyor.
كلاّ أيها المفتش، يجب أن نعيده