"نفسه في" - Translation from Arabic to Turkish

    • kendini
        
    • kendisini
        
    • de aynı
        
    • kendisinin
        
    • da aynı
        
    • kendine
        
    • kendilerini
        
    Bu adam kendini bir kitap serisi içinde Dünya'ya yüklemenin bir yolunu bulur. TED لذا تخيل طريقة لتحميل نفسه في بيئته في سلسلة من الكتب في الحقيقة
    Doktor kendini muazzam bir mağarada buldu mağarada, her biri hayatın süresini simgeleyen sıralı haldeki sayısız mum titriyordu. TED وجد الطبيب نفسه في كهف ضخمٍ مصفوف بداخله عددٌ لا متناهي من الشموع، كل منها تمثل فترة من الحياة.
    Gözlükleri bir kenara attığı için kendini artık bambaşka bir ışıkta görüyor. Open Subtitles فجأة يرى نفسه في ضوء هاديء مختلف والآن هو غارق في المواصفات
    Sonsuza dek yaşamak istediği için, kendisini kendi çevresine yükler. TED هذا الشخص أراد أن يعيش للأبد، وحمل نفسه في بيئته
    Suçla savaştığı bir fantezi dünyasına dalarak hayattan saklandı, ve ben de aynı şeyi yapyorum, tek farkım benim süper gücüm yok. Open Subtitles أنه خبأ نفسه بعيداً عن الحياة بغمره نفسه في عالم خيالي حيث كافح فيه الجريمة
    Burası uzayın, zamanın ve doğanın varlığının ta kendisinin, insanlık tarafından yaratılmış en büyük makinenin içinde kafa kafaya gelerek çarpıştıkları yer. Open Subtitles حيث يجتمع المكان و الزمان و طبيعة الوجود نفسه في تصادم وجهاً لوجه داخل أكبر و أكثر الأجهزة تعقيداً التي صنعها الإنسان
    kendini o şekilde göstermez. ..böylelikle başka baştan çıkarma yollarına baş vurur. Open Subtitles انه لا يستطيع تأكيد نفسه في هذا الأمر لذا يلجأ إلى إفساده
    Bu arada kendini kafasından vurmaya kalkan çocuk için bir şeyler yapmalıyız. Open Subtitles بالمناسبة علينا فعل شيء بشأن الفتى الذي حاول قتل نفسه في رأسه
    Neil, kendini bayağı bayağı evinde hissederken, Jay de, cinsel organıyla köpeği arasına biraz mesafe koymak için bir plan yapmıştı. Open Subtitles ,بما أن نيل وجد نفسه في البيت بشكل جيد ,جاء جاي بخطة ما ليضع بعض المسافة بين أعضاءه الجنسية و الكلب
    Aedile kendini ambara kilitlemiş. Zift döktürüyor ve ateşe vermekle tehdit ediyor. Open Subtitles المُجهِز يحتجز نفسه في المستودع، ويخرب المستودع بالزِفت ويهدد بإحراق كل شيء
    Ve kendini bu sefer oldukça "sıcak jambon suyu"na* attı. Open Subtitles وهذه المره، أوقع نفسه في مشكلة لا يستطيع الخروج منها
    Commodus kendini devam ettirmek istemediği bir savaşın savaş bölgesinde buldu. Open Subtitles وجد كومودوس نفسه في ساحة حرب مع حرب لا يريد استكمالها
    yaşlı bir adam kendini soygunun ortasında buldu ve bu onu heyecanlandırdı. Open Subtitles الرجل العجوز يجد نفسه في وسط سرقة البنك ويحصل على عصائره المتدفقة.
    Gözlükleri bir kenara attığı için kendini artık bambaşka bir ışıkta görüyor. Open Subtitles فجأة يرى نفسه في ضوء هاديء مختلف والآن هو غارق في المواصفات
    Ve bahsedilen durumda kitabın kahramanı -- 20. yy insanı olur kendisi -- teknolojik olarak sadece ilkel insanlardan oluşmuş garip bir gezegende bulur kendini. TED و كان الموقف حينها عن بطل .. من القرن العشرين يجد نفسه في كوكب غريب مسكون من قبل اشخاص بدائيون في التكنولوجيا
    ''Bırakıyorum'' Biri ismini söyleyene kadar kendini karanlığa gömer. TED خبأ نفسه في الظلام حتى سمع اسمه يُنادى أخيراً.
    Sonra sevgilisi öldüğü için kendisini tam orada öldüren bir gencin olduğunu öğrendik. Open Subtitles بعدها تبين لنا أن صبياً قتل نفسه في هذا المكان لأن صديقته ماتت
    Zavallı Kamerunlu çiftçi kendisini şekerle kaplayıp karınca yuvasının üstüne oturmuş. Open Subtitles هذا المزارع الكاميروني غطى نفسه في السكر وجلس على عش النمل
    Biz yürüyüşe başladığımızda ülkenin farklı yerlerinden insanlar, “Kendi eyaletimizde biz de aynı şeyi yapabilir miyiz?” diye sormaya başladılar. TED عندما بدأنا في المسير، بدأ الناس في أنحاء الدولة بالتساؤل "هل يمكن أن نفعل الشئ نفسه في ولايتنا؟"
    kendisini ödünç aldığı sanatçıların mirasına sokmak ve birbiriyle olduğu kadar sanat tarihi ile de aynı şekilde konuşabilen kolajlar üretmek için çalıştı. TED عمل باسكيات كما لو أنه بإدخال نفسه في تراث الفنانين الذين اقتبس من أعمالهم، كان يتمكن من إنتاج قصاصات متناغمة مع الأعمال الفنية التاريخية بقدر ما هي متناغمة مع بعضها البعض.
    kendine bir mektup yollama ve oraya gidip onu bizzat kendisinin alma takıntısını anlayamıyorum. Open Subtitles أنا أخفقت في فهم هذا الهوس بعث رسالة إلى شخص ليتسلمها الشخص نفسه في النهاية
    Ölüm her dünya da aynı anlama gelir. Open Subtitles الموت هو نفسه في أيّ عالم، لا مجال للعودة
    Demek istediğim, kim kendine bu uygulamayı kabul edecekti ki? TED أعني من قد يرغب في وضع نفسه في هذا الموقف؟
    Bu güzel hanımların kendilerini tek bir nesle saklamamaları çok güzel. Open Subtitles تسرني رؤية أن الجمال لم يحصر نفسه في جيل واحد.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more