Kendi kendime söz vermiştim, sen ayrıIıncaya kadar bunun olmasına izin vermeyecektim. | Open Subtitles | وعدت نفسي أن لا أترك هذا يحدث حتى لو كنتِ تعيش لوحدكِ |
İlk başladığım zaman kendime, bunu büyükbabam için yaptığımı söylüyordum. | Open Subtitles | عندما بدأت هذا، أقنعت نفسي أن هذا من أجل جدّي |
Herşeyi ona anlatıp buna bir son vermek için kendime bir söz verdim. | Open Subtitles | ووعدت نفسي أن أخبرها حيال كل شيء وأننا سنوضح لها الأمر كله أخيرًا |
Bunun var olmadığına ikna olmak için 2.000 saat terapi gördüm. | Open Subtitles | لقد قضيت 2000 ساعة في العلاج، أقنع نفسي أن هذا غير موجود |
Bir şekilde böylesinin en iyisi olduğuna kendimi ikna etmeyi başardım. | Open Subtitles | بطرييقة ما استطعت أن اقنع نفسي أن ما حدث كان لمصلحتي |
Ve kendime söz verdim, çok çalışıp Amerika'daki en iyi eğitimi, onun fedakarlığını onurlandırmak uğruna kazanmaya karar verdim. | TED | و جوابي كان أن أعاهد نفسي أن أدرس بجد و أحصل على أفضل تعليم في أمريكا تشريفاً لتضحيته |
Ve bu tarz günlerde, herkes sanki bana üzgün veya kızgın gibi görünür, ben de kendime onları başka şekilde görmenin mümkün olduğunu söylerim. | TED | وفي أيام كهذه، عندما يبدو كل شخص متضايقًا وغاضبًا مني، حاولت أن أُذكِرُ نفسي أن هناك طُرقًا أُخرى لأراهم. |
Onları öldüren insanlardaki kurtarıcı ilişki değerini görüp göremeyeceğimi soruyorum kendime, çünkü kendi değerimi görmem zor bir iş. | TED | أطلب من نفسي أن أرى قيمة الخلاص في الإنتماء في هؤلاء الناس الذين قتلوهم، بسبب العمل الشاق الذي بذلته لأراها في نفسي |
Bu, 6 hafta sonraya kadar bizim ailecek son akşam yemeğimiz ama ağlamayacağıma kendime söz verdim. | Open Subtitles | هذا آخر عشاء عائلي لنا لمدة 6 أسابيع لكن وعدت نفسي أن لا أبكي |
Bir süre sonra bunu kendime hatırlatmama gerek kalmayacak. | Open Subtitles | وبعد فترة لن يجب علي أن أذكر نفسي أن أفعل هذا |
Bazen değişmek için kendime söz veriyorum. | Open Subtitles | لكن هذه المرة وعدت نفسي أن الأمر سيغدو مختلفا |
Resimler çekilene kadar duygusal olmayacağım diye kendime söz verdim. | Open Subtitles | وعدت نفسي أن لا أبكي إلا بعد التقاط الصور |
Bilgin olsun. kendime söz vermiştim, eğer seninle karşılaşırsak dile getirecektim bunu. | Open Subtitles | فقط اردتك أن تعرفي, في كل مرة أعد نفسي أن أقول لك هذا |
Ve kendime söz verdim. Büyüdüğüm zaman asla babam gibi olmayacağım. | Open Subtitles | ولذا قطعت وعداً على نفسي أن لا أصبح مثل والدي حين أكبر |
Şimdi, kendime, popüler bir kızlarla tanışıp farklı bir kariyer seçmemi söylemek için geçmişe döneceğim. | Open Subtitles | والآن، سأعود بالزمن لأخبر نفسي أن أختار مهنة مختلفة مهنة أقابل بها امراة طاغية الأنوثة |
Ama sonunda kendime bir söz verdim. Michael'ın hayatına karışmayacaktım. | Open Subtitles | ولكن بالنهاية ، قطعتُ عهدًا على نفسي أن أبقى خارج حياة مايكل |
Çünkü, kendime son anlarımı dünyanın en güzel kadınıyla geçireceğime söz vermiştim. | Open Subtitles | لأنني قطعت وعداَ على نفسي أن أقضي آخر يوم في حياتي في صحبة أجمل امرأة في العالم |
kendime sürekli, gözün orada olsun diyordum ama beceremedim. | Open Subtitles | وأستمريت أخبر نفسي أن أبقي عيني عليه ولكن ما أدراك؟ |
Çok uzun süre, seninle olan ilişkisinin derinliği olmadığına, gerçek olmadığına kendimi inandırmaya çalıştım. | Open Subtitles | لفترة طويلة , حاولت اقناع نفسي أن علاقته بكِ كانت قصيرة الامد , لكن هذا لم يكن حقيقي |
Annemin bu kız için sevinçten göklere çıkmış olmasının benim için çok da önemli olmadığına ne kadar inanmak istesem de... | Open Subtitles | رغم أن والدتي سعيدة جداً بها إلا أنني أحاول إقناع نفسي أن الأمر ليس مهماً لكن... |
Zamanın yarısını yatakta yatarak kendimi yaptığım şeyin doğru olduğuna ikna ediyorum. | Open Subtitles | نصف الوقت أتمدد بالسرير أقنع نفسي أن ما أفعله صحيحاً لكل الناس |
kendimi rahatlatmak istiyordum: Düşen bombalar ailemin evini ıskalamış olsun istiyordum. | TED | كنت أريد أن أطمئن نفسي أن القنابل النازلة قد أخطأت منزل والدي. |