Ve bazen ruh hali o kadar karamsar oluyor ki, kendisini öldürebilir diye düşünüyorum. | Open Subtitles | و الأمر هوَ أحياناً يُصبحُ مزاجهُ سوداوياً جداً و أظنُ أنهُ ربما سيقتلُ نفسَه |
Fark ettim ki... beni bayıltmasının nedeni kendisini öldürebilmek içinmiş. | Open Subtitles | أدركتُ أنهُ كانَ... يُحاولُ أن يُفقدني الوعي لكي يقتلَ نفسَه |
En iyi tuzak, kendisini hapiste tutacak bir adam almak. | Open Subtitles | أفضل الفِخاخ... أن يسجِن رجل نفسَه بنفسِه. |
Efendim, tüm saygımla söylüyorum, Robson kendisini ispatladı. | Open Subtitles | سيدي، مع احترامي، لقد أثبتَ (روبسون) نفسَه |
- Killian, buraya düştüğü için kendisini suçluyor ancak bana olanları anlattı. | Open Subtitles | يلوم (كيليان) نفسَه على وصوله إلى هنا، لكنّه أخبرني بما حدث |