Ve bana yine eskiden sordukları aynı soruları soracaklar. | TED | وسوف أسأل نفس الأسئلة التي سئلتها في المرات القليلة التي كنت بها هناك |
Bana Nick hakkında aynı soruları sordu Charlie Randolph olayında SEC'in sorduklarının aynılarını. | Open Subtitles | سألني نفس الأسئلة الشخصية حول نيك إس إي سي عمل عندما تشارلي راندولف أصبح مطرود |
aynı soruları defalarca kez bıkmaksızın sordular. | Open Subtitles | ولم يجد جديد فقد كانت نفس الأسئلة تتكرر مرة بعد مرة |
On dakikada bir benim gibi biri sana aynı soruları soruyordur. | Open Subtitles | الأمر يصبح غريباً كل 10 دقائق يأتى رجل مثلى و يسألك نفس الأسئلة |
Baskı, reytingler. Aynı konuklar, aynı sorular. | Open Subtitles | الضغط , معدلات المشاهدة نفس الضيوف , نفس الأسئلة |
Sürekli aynı soruları duyuyormuşum gibi geliyor bazen. | Open Subtitles | كلاّ، رغم أنّي أشعر أنّي أتلقى نفس الأسئلة مرّة بعد مرّة |
aynı soruları sorup duruyorsunuz, elinize kalem alın, tekrar etmeyeceğim. | Open Subtitles | حسناً، يتم سؤالي نفس الأسئلة فاحضروا الأقلام، فلن أُعيد ما سأقوله. |
Daniel öldüğünde ben de aynı soruları sormuştum. | Open Subtitles | لقد رادوتني نفس الأسئلة عندما مات دانيال. |
Bu muhabirler neden hep aynı soruları sorar ki? | Open Subtitles | الذي يعمل أنت مراسلون تسأل نفس الأسئلة دائما؟ |
Hâlâ aynı soruları soruyorum ama artık cevapları öğrenmek için acele etmiyorum. | Open Subtitles | ما زلت أسأل نفس الأسئلة لكن الأجوبة أقل إلحاحًا الآن. |
aynı soruları tekrar tekrar soruyolar ve pot kırmamayı umuyorsun. | Open Subtitles | يسألونك نفس الأسئلة الغبية مراراً وتكراراً متمنّين أن تلغو. |
Güven bana, ben de aynı şeyi yapmasını sağlamaya çalışıyordum ve seninle aynı soruları soruyorum. | Open Subtitles | ثقي بي، كنت أحاول أن أجعلها تقوم بنفس الشئ وأنا أطرح نفس الأسئلة التي تقومين بطرحها |
...çünkü bende aynı soruları sana soracaktım. | Open Subtitles | لأني كنت سأطرح عليك نفس الأسئلة بالضبط |
Defalarca aynı soruları sordular. | Open Subtitles | يطرحون نفس الأسئلة مرارا وتكرارا |
Onun yerinde olsaydım ben de aynı soruları sorardım. | Open Subtitles | -لكنتُ سأطرح نفس الأسئلة لو كنتُ مكانه . |
Orlando, geceyi nezarette geçirdikten sonra konuşmak istiyorsan, buna hakkın var ama yarın sabah yine aynı soruları soruyor olacağım. | Open Subtitles | (أورلاندو)، أتودّ أن تتحدّث بعد أن تقضِ ليلة في الزنزانة، فهذا حقكَ، ولكن في صباح الغد، ما زلتُ سأطرح عليكَ نفس الأسئلة |
Bana aynı soruları sordu. | Open Subtitles | لقد سألتني نفس الأسئلة. |
Seçmenler bir sorunla karşılaştığında ya ofisi ziyaret etmek ya da telefonla aramak zorundaydılar. Bu, bilgiler internette yer alabilecekken Kat ve Marie'nin aynı soruları kaçınılmaz bir şekilde tekrar tekrar cevaplamaları anlamına geliyordu. Bu da büyük bir zaman kaybıydı. Aynı zamanda seçmenlere de gereksiz engeller oluşturuyordu. | TED | فعندما يكون بجعبة المصوتين أسئلة في ذلك الوقت، فإن عليهم إما الاتصال أو زيارة مكاتبهم. مما يعني أن (كات) و (ماري) يلزمهما الإجابة حتماً على نفس الأسئلة مراراً وتكراراً، وهو على حدٍ سواء استنزاف كبير لوقتهم، بل و يخلق حواجز لا فائدة منها على الناخبين عندما تنشر هذه المعلومات على الإنترنت. |
Aynı ses, aynı sorular, aynı yaklaşım. | Open Subtitles | نفس الصوت , نفس الأسئلة . نفس الأسلوب |
Ama geçen bir kaç günde, kendimle biraz zaman geçirdikten sonra denizin ortasında, aynı sorular aklıma takıldı. | Open Subtitles | ولكن في الأيام القليلة الماضية .. ... بعد أن أمضى بعض الوقت مع نفسي .. ... في وسط البحر، ومسكون لي من قبل نفس الأسئلة مرة أخرى. |
- aynı sorular... | Open Subtitles | - نفس الأسئلة |