Hayır, Rachel'ınki değil, babasının. aynı tip arabaları var. | Open Subtitles | كلا، ليست سيارة راشيل، بل سيارة والدها لديهما نفس نوع السيارة |
O araba olay yerinde görülen araba ile aynı tip araba. | Open Subtitles | وهي أيضاً من نفس نوع السيارات الذي شوهدت في مسرح الجريمة... |
Hiçbirini. Farkları yok. İkisi de aynı tür. | Open Subtitles | و لا أى واحدة منهم انهم نفس نوع خنفساء الفاكهة |
Hiçbirini. Farkları yok. İkisi de aynı tür. | Open Subtitles | و لا أى واحدة منهم انهم نفس نوع خنفساء الفاكهة |
Senin cinayet sahnelerinde görünen silahların aynısı. | Open Subtitles | سرق الكثير من الأسلحة في مكان ما بالجنوب نفس نوع الأسلحة في مسرح الجرائم |
Bunun Conrad Grayson'ı öldürdüğü düşünülen bıçakla aynı model olduğunu tahmin et. | Open Subtitles | لدي شك كبير بأنها من نفس نوع السكين التي إستخدمت في قتل كونراد جريسون |
Boynunda kullanılan bıçak önceki cinayetlerle aynı tipte. | Open Subtitles | حسناً، نفس نوع الشفرة المستخدمة لقطع الرقبة في الجرائم السابقة. |
Bu kızların taşıyıcı olduğunu varsayarsak aynı tip torbaları kolayla mideye indirmişlerdir. | Open Subtitles | لنفترض ان كل هؤلاء الفتيات بغال قد بلعوا نفس نوع البالون المحتوي على الكوكايين |
Üç araba da tamamen aynı tip lastikle yarıştı. | Open Subtitles | كانت السيارات الثلاثة تستخدم نفس نوع الإطارات |
Siz aynı tip insanlarla arkadaş değilsiniz. | Open Subtitles | أنت لست صديقا مع نفس نوع الأصدقاء "أندي" متصادق معهم |
Üçü aynı tip bardaktan kahve içiyor. | Open Subtitles | ثلاثه منهم يحملون نفس نوع كوب القهوه |
Ya biz aynı tip teknolojiyle, sevdiklerimizin bir suretini salonlarımızda canlandırabilseydik? Hayattayken yarattıkları içeriklere dayanarak, canlıya çok yakın bir şekilde davranabilselerdi? | TED | ماذا لو أمكننا أن نستخدم نفس نوع التكنولوجيا لإذاعة عرض لأحبائنا في غرف معيشتنا -- في التفاعل بطريقة شبه حية اعتمادا على كل المحتويات المنشأة حين كانوا على قيد الحياة. |
Farklı posta ofisi, aynı tür patlayıcı. | Open Subtitles | مكتب البريد مختلف نفس نوع المادة المتفجرة |
Bununla aynı tür silahtan çıkan kurşunla mı, öldürüldü McLean? | Open Subtitles | هل يمكن نفس النوع من رصاصة من نفس نوع مسدس , الذي قتل ماكلين ؟ |
Eğer kaçıran kişi aynı tür arabayı alacak kadar şey biliyorsa hedefini de tanıyordur. | Open Subtitles | حسنًا، إن كان الخاطف بهذا الذكاء ليجلب نفس نوع السيارة فبالتأكيد كان على دراية بهدفه |
Karartmaya sebep olan bakterinin aynısı fakat Luis Vargas, meteor yağmuru New York'u vurmadan tam bir gün önce öldürüldü. | Open Subtitles | نفس نوع البكتريا باستثناء لويس فارجاس تم قتلة بيوم كامل عن ما اصاب نيويورك |
- Cama atılan taşın aynısı. | Open Subtitles | نفس نوع الصخرة التي رُميت على تلك النافذه |
Karısında da Susan'daki çoklu sertleşmenin aynısı var. | Open Subtitles | لديها نفس نوع تصلب الشرايين الذي لدى سوزان |
Piskoposla aynı model. Lanet olası şirket gönderdi. | Open Subtitles | من نفس نوع بيشوب أرسلته الشركة المأفونة |
Bunlar, Jedi tapınağını havaya uçurmakta kullanılanlarla aynı tipte nano-droidler. | Open Subtitles | هولاء نفس نوع الاليين فائقي الدقة التي تم استخدامهم فى تفجير معبد الجاداي |
Öyle sıcak ki, Güneşimizin parlaklığını sağlayan türden nükleer reaksiyonları tetikliyor. | Open Subtitles | حارة جداً لدرجة إحداث تفاعلات نووية نفس نوع التفاعلات التي تبقي شمسنا مشعه |
Bu ördekler parklardakilerin aynısından mı, büyükanne? | Open Subtitles | هل هذا هو نفس نوع البط في المنتزه يا جدتي؟ |