Bazen, başta iyi gelen bir fikre dayanarak bir şeyler yaparız. | Open Subtitles | حسناً , أحياناً نفعل أشياء تبدو وكأنها كفكرة جيدة في وقتها |
Bazen bazı şeyler yaparız ama o noktaya nasıl geldiğimizi bilmeyiz. | Open Subtitles | أحياناً نفعل أشياء ولكننا لا نعلم كيف وصلنا لتلك النقطة |
Birlikte büyük işler yaptık. | Open Subtitles | كنا نفعل أشياء عظيمة معاً |
Aşk bize tuhaf şeyler yaptırır. | Open Subtitles | يجعلُنا الحُب نفعل أشياء غريبة كُلنا |
Ama sikişmekten başka şeyler yaptığımız küçük zaman aralıkları da var. | Open Subtitles | لكن خلال تلكَ الفترات القصيرة عندما نفعل أشياء أخرى بجانب المضاجعة |
Bu da bize normalde yapmayacağımız şeyler yaptırıyor. | Open Subtitles | يجعلنا ذلك نفعل أشياء لا نفعلها. |
Buna bir şeyler yapıyoruz, fakat bunun için bir şeyler yapmamız gerek. | TED | نحن نفعل أشياء لهذا الغرض؛ علينا أن نفعل أشياء لأجل هذا الغرض، |
Bu sebeple, metroda çekim yaptık ve metroda bazı kötü şeyler yaptık ama turnikeden kimsenin atlamasına ve ve... ve bedava geçmesine izin vermediler. | Open Subtitles | لذا قمنا بالتصوير في نفق القطار ونحن نفعل أشياء سيئة فيه... لكنّهم لم يدعوا أحداً يتجاوز حاجز العبور وندخل مجاناً. |
Bu yüzden, hoş olmayan şeyler yapabiliriz ama biz savunmacıyız. | Open Subtitles | هكذا... نحن نفعل أشياء مرفوضة... لكننا نبقى فى موضع دفاعى. |
Bazen biz de geri çeviremeyeceğimiz şeyler yaparız. | Open Subtitles | بعض الأوقات، نفعل أشياء لا نستطيع التراجع عنها. |
insanlar için iyi şeyler yaparız karma dan dolayı. | Open Subtitles | نفعل أشياء حسنة للناس في هذا العالم، لأن هنالك شيء يدعى "العاقبة" |
- Ve birlikte iyi işler yaptık. | Open Subtitles | -ونحن نفعل أشياء جيّدة معاً |
Ve daha sonra pişman olacağımız şeyler yaptırır. | Open Subtitles | ويجعلنا نفعل أشياء تنتهي بتأسفنا |
Sevgi bize olağanüstü şeyler yaptırır. | Open Subtitles | الحب يجعلنا نفعل أشياء رائعة |
Birlikte harika şeyler yaptığımız bir imgelem. | Open Subtitles | واحد حيث أنت وأنا نفعل أشياء عظيمة معا. |
Tereddüt etmekte haksızmışım ama suçluluk duygusu hepimize tuhaf şeyler yaptırıyor. | Open Subtitles | كنت مخطئة في التردد الذنب يجعلنا نفعل أشياء غريبة. أوه! |
Sanırım, aşk bizlere çılgınca şeyler yaptırıyor. | Open Subtitles | أعتقد أن الحب يجعلنا نفعل أشياء مجنونة. |
Madem ikimiz de birbirimiz için bir şeyler yapıyoruz sen de evime gelip tuvaletimi temizlemek ister misin? | Open Subtitles | و هل ترغب في المجيء لبيتي و تنظيف التواليت. بينما نفعل أشياء لبعضنا. |
Biz insanlar üzgün olduğumuzda böyle yapıyoruz acıyı durdurmak için bir şeyler yapıyoruz. | Open Subtitles | هذا ما ييفعله به البشر عندما يشعرون بالحُزن نحن نفعل أشياء , لنحاول ايقاف الألم |
Hepimiz, pişmanlık duyacağımız şeyler yaptık. | Open Subtitles | جميعنا نفعل أشياء نندم عليها |
Birlikte burada harika şeyler yapabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أن نفعل أشياء عظيمة هنا معا ، أنا وأنت. |