Olanlar oldu bir kere ve sonrasında hiçbir şey yapmadık. | Open Subtitles | لقد سمعنا ما سمعنا وبعد ذلك لم نفعل أي شيء |
Herkes başının belada olduğunu biliyordu ama hiçbir şey yapmadık. | Open Subtitles | الجميع كان يعرف أنها متورطة في مشاكل، ولكن لم نفعل أي شيء |
"bir şey yapmadık" dedim. O da "ama yapabilirdiniz" dedi. | Open Subtitles | و قد قلت لها ٌ لم نفعل أي شيء ٌ و قالت ٌ بإمكانكم القيام بذلك ُ |
Bunun ne olduğunu bilmiyorum ama biz yanlış bir şey yapmadık. | Open Subtitles | لا أدري ما تكون ولكننا لم نفعل أي شيء خطأ |
Evet ama hastanın rızası olmadan Hiçbir şey yapmayacağız. | Open Subtitles | نعم، ولكننا لن نفعل أي شيء بدون موافقة المريض. |
O sınıfa geri dönmesi için elimizden gelen her şeyi yaparız. | Open Subtitles | سوف نفعل أي شيء لنعيد " هيثر " ثانيه الى الفصل |
İstediğimiz her şeyi yapabiliriz. Sen ne yapmak istiyorsun? | Open Subtitles | حسنا، يمكننا أن نفعل أي شيء نريده لذلك ما الذي تريدون فعله؟ |
O araziye sahip olmak için hiçbir şey yapmadık. Orası bize emanet edildi. | Open Subtitles | لم نفعل أي شيء لتملّك هذه الأرض، بل عُهدت لنا |
Sihir kullanmadan hiçbir şey yapmadık. | Open Subtitles | لم يسبق لنا أن نفعل أي شيء بدون سحر |
Bu ülke için hiçbir şey yapmadık. | Open Subtitles | نحن لا نفعل أي شيء لهذا البلد. |
Saat 14:00 oldu ve daha hiçbir şey yapmadık! | Open Subtitles | الساعة 2 ولم نفعل أي شيء حرفيا |
- Ama hiçbir şey yapmadık. | Open Subtitles | ولم نفعل أي شيء |
Aslında, bunu hak edecek bir şey yapmadık. | Open Subtitles | في الواقع، لم نفعل أي شيء لنستحقّ هذا |
Yanlış bir şey yapmadık. | Open Subtitles | لم نفعل أي شيء خطأ لم نفعل أي شيء خطأ |
Biz bir şey yapmadık, efendim. Kendi kendini iyileştirdi. | Open Subtitles | نحن لم نفعل أي شيء سيدي لقد أنعشت نفسها |
Biz İngiliz'iz, Hiçbir şey yapmayacağız. | Open Subtitles | ماذا سنفعل يا كابتن؟ نحن البريطانيون لا نفعل أي شيء |
Kulüp desteklemediği sürece Hiçbir şey yapmayacağız. | Open Subtitles | إسمع لن نفعل أي شيء مالم يساندنا النادي |
Bizi delirtirler ama yine de onları korumak için her şeyi yaparız. | Open Subtitles | يدفعونا للجنون لكن لازلنا نفعل أي شيء لحمايتهم |
Bu gerçekleştiğinde, insanlar birbirlerine baktı ve şöyle dedi; "Bunu yapabiliyorsak, her şeyi yaparız." | TED | عندما حدث ذلك، نظر الناس إلى بعضهم قائلين، "إذا أستطعنا أن نفعل هذا، يمكننا أن نفعل أي شيء" |
Binalar yapabiliriz, üreyebiliriz. Zengin olabiliriz. her şeyi yapabiliriz! | Open Subtitles | يمكننا أن نبني و نتكاثر يمكننا أن نزدهر، يمكننا أن نفعل أي شيء |
Ya kendimize bulaştırmadan Billie ve Christy'i halledebiliriz ya da hiç bir şey yapmadan, onların Boşluğu almalarına izin verebiliriz ve bunların hepsinin bir anlamı kalmaz çünkü o zaman ölü oluruz. | Open Subtitles | حسناً ، نستطيع القضاء على بيلي وكريستي قبل أن نصاب به أو نستطيع أن لا نفعل أي شيء وندعهم يحصلون على الجوف ثم كل هذا لن يهم حقاً لأننا عندها سنكون ميتون |
Ama arabadan inmezseniz hiçbir şey yapamayız. | Open Subtitles | ولكن لا يمكننا أن نفعل أي شيء إلى أن تخرج من السيارة |
Kendi başıma yapamayacağım Hiçbir şey yapmıyoruz. | Open Subtitles | نحن لا نفعل أي شيء لا أستطيع فعله بنفسي |
Asla böyle bir şey yapmayacağımıza hemen söz ver. | Open Subtitles | و نحنُ لن نفعل أي شيء مثل هذا عدني بهذا الآن |
biz bir şey yapmak sürece Ve ne yazık ki, , bizi durdurmak için çalışacağım, onlar değil mi? | Open Subtitles | لا ، إنه ليس عادلاً و للأسف ، إذا لم نفعل أي شيء سيحاولون أن يوقفونا ألن يفعلوا هذا ؟ |
Normal birinin yapabileceği herşeyi yapabiliriz. | Open Subtitles | يمكُننا أن نفعل أي شيء عادي يمكُن القيام به |