"نفى" - Translation from Arabic to Turkish

• reddetti
• inkar
• sürgün
• inkâr
• engelleniyor
• yalanlıyor

Oswald'ın katil olduğunu reddetti, ona hiçbir zaman suçlu teşhisi yaptırılmadı.
نفى أن يكون أوزوالد هو القاتل لم يؤخذ به كشاهد

Planlanan çıkartmadan yalnızca üç gün önce herhangi bir Amerikan müdahalesi ihtimalini reddetti.
قبل ثلاثة أيام فقط ،من الغزو المخطط له نفى كينيدي أي إمكانية للتدخل الأمريكي

Söylenilenlere göre HydraTech zombi saldınını inkar ediyor ve araştırmalarıyla insanlara kolaylık sağlıyor.
نفى مسؤولون في شركة هيدرا الشائعات حول اختراق الزومبي في مركز أبحاثهم البشرية.

Bir osuruk saptandı. Martin inkar etti...
تم اكتشاف ريح مارتن نفى أن يكون هو الفاعل

- Bu onurlu bir sürgün, majesteleri. - Tek yapabileceğiniz çekilmek.
نفى مشرف ، سيدى كل ما يمكنك عمله هو التنازل عن العرش

Bu sürgün, Kepler için, din fanatikleri yüzünden yaşayacağı sürgünlerden ilki olacaktı.
بالنسبة لكيبلر فإن ذلك يُعتبر كبداية لسلسلة من عمليات نفى كثيرة تم اجباره عليها بسبب المتعصبين الدينيين

Kullandığı teknolojiyi kullanabilir kılması için yalvardım. Ama o teknolojisi olduğunu bile inkâr etti.
توسّلتُ إليه ليجعل تقنيته مُتيسّرة، لكنّه نفى إمتلاكها.

Peter Florrick, kati surette bu suçlamaları reddetti, ...ve suçlayan kişinin yalancı olduğu ispatlandı.
قد نفى بيتر فلوريك هذه الاتهامات نفيًا باتًا وقد ثبت أن الذي اتهمته كاذبة

Luna, silahı taşıdığını kabul etti ama cinayet hakkında bilgisi olduğunu reddetti.
اعترف لونا أنه التعامل مع السلاح، لكنه نفى معرفته أي شئ عن جريمة القتل

Ama Başkan Bush bir kara savaşının yakın olduğu iddialarını reddetti.
ولكن نفى الرئيس بأن الحرب البريه وشيكة.

Ne yazık ki eyalet yönetimi, 3D görüntülü tıbbi tarayıcı talebimi reddetti.
لسوء الحظ، نفى مقاطعة طلبي لالماسح الضوئي الطبي صورة 3D،

Bay Lambert, cemaat ayinlerinde Tanrının gerçek varlığın inkar ediyor.
السيد لامبرت نفى الوجود الحقيقي للرب في تجمع سري

Mandy'nin kuzeni kendisinin bir tacizci olduğunu inkar etti tabii, ...ama kurban, dokuz yaşında çok tatlı bir kızdı, ...babasının aleyhinde ifade verdi ve adam suçlu bulundu.
وطبعًا نفى قريب ماندي أنه تحرش بالطفلة ولكن ضحيته، طفلة بريئة في التاسعة من عمرها شهدت ضد أبيها

Beş şirket de , görüşmenin yapıldığını bile inkar etti.
نفى خمس شركات وجود جدا من التعيين حتى التأمين على الحياة

Beyaz Saray avukatı Dr. Larkin'e koçluk yapmayı inkar etti ama, elimdeki...
مستشار البيت الأبيض نفى أن يكونقدمَرَندكتورلاركين،لكنوفقاً..

Diğer Wraithler bunu öğrenince, gezegendeki bütün insanları yok etmişler ama kobaylarından birkaçı sürgün edilip zorlan kovulduktan sonra.
وعندما علم باقى الرايث ما فعله؟ تخلصوا من كافه سكان الكوكب. لكن ليس قبل ان يتم نفى بعض من هؤلاء الناس من الكوكب.

sürgün edildiğim Kaliforniya'da ilk düşündüğüm şey "En azından bir sürü badem yiyebileceğim" oldu.
فى كاليفورنيا المكان التى تم نفى اليه عملياَ أول شيء فكرت فيه هل سأتمكن من تناول الكثير من اللوز

Sizi savunanları sürgün etme gücünüz hep olsun.
لتكن لكم القذرة على نفى المدافعين عنكم

Sizi savunanları sürgün etme gücünü hiç yitirmeyin.
لتكن لكم القذرة على نفى المدافعين عنكم

HKM Charlotte'ı Haven'a gönderdiğini inkâr ediyor.
مركز السيطرة نفى انه ارسل شارلوت الى هايفن

Koca, aralarındaki cinsel ilişkiyi yalanlıyor.
الزوج نفى أن يكون متورطاً جنسياً معها