| Anladığım kadarıyla yaptıkları şeyi, bu gece etrafta sıkı kontrol noktaları... olduğu için garez olsun diye yapan gençlerimiz var. | Open Subtitles | ارى بأن عندنا بعض الصبيان يفعلون شيىء بالرغم من نقاط التفتيش الضيقة. |
| kontrol noktaları bir çok insanı telaşlandıracak ve ofisimi telefon yağmuruna tutacaklar. | Open Subtitles | ستفزع نقاط التفتيش الناس وسيغرقون مكتبي بالإتصالات |
| Tüm yolları kapatın, kontrol noktaları kurun ve tüm acil durum personelini alarma geçirin. | Open Subtitles | اغلق الطرق وضع نقاط التفتيش وانذر جميع موظفو الطوارئ |
| Biliyorum. Bu yüzden, tüm askeri kontrol noktalarını PDA'ma aktarmanı istiyorum. | Open Subtitles | أعرف، أريدكِ أن ترفعي لي كل نقاط التفتيش العسكرية على شاشتي |
| Güvenlik kontrol noktalarını geçmek için onlara ihtiyacı var. | Open Subtitles | يجب نقلها للساحل و المرور بها من نقاط التفتيش |
| Salem'e giriş kontrol noktalarından birinin dışında dün gece bir hadise yaşanmış. | Open Subtitles | كان هناك حادث الليلة الماضية خارج واحدة من نقاط التفتيش في سالم. |
| Ya böyle ya da İngiliz kontrol noktalarına geçeriz. | Open Subtitles | إما من هذا الطريق أو عن طريق نقاط التفتيش البريطانيه |
| Etrafta çok fazla askeri kontrol noktası var. Arabamızı durduracaklardır. | Open Subtitles | هناك العديد من نقاط التفتيش العسكرية في المنطقة، سيوقفون سيارتنا |
| Son kontrol noktasına doğru sürün, sonrasında özgürsünüz. | Open Subtitles | ,قُد عبر آخر نقاط التفتيش وستصل لمنزل حُرًا |
| kontrol noktaları mühürlendi. Seviye 3 ve 28 arası şu an ulaşılmaz durumda. | Open Subtitles | نقاط التفتيش يتم غلقها الطوابق من 3 إلى 28 الآن محرّمة |
| Şu an kentin geri kalanı için kontrol noktaları hazırlıyorum. | Open Subtitles | وأنا أحدد نقاط التفتيش لباقي المقاطعات حالياً |
| Sokağa çıkma yasakları, askeri mahkemeler, silahlı kontrol noktaları. | Open Subtitles | حظر التجول ، والمحاكم العسكرية ، نقاط التفتيش المسلحه. |
| General Mansfield 80 kilometre içindeki bütün yollara ve havalimanlarına kontrol noktaları koydurttu. | Open Subtitles | وضع الجنرال مانسفيلد نقاط التفتيش على كلّ الطرق والمطارات ضمن 50 ميل سلاح دي. |
| Ama senin sayende kurmuş olduğumuz kontrol noktaları nedeniyle biraz gecikme yaşar. | Open Subtitles | ولكنّه متأخِّر قليلًا بسبب كثرة نقاط التفتيش التي اضطررنا لنصبها بفضلك |
| Bazı kontrol noktalarını geçmek için onlara ihtiyacı var. | Open Subtitles | يجب نقلها للساحل و المرور بها من نقاط التفتيش |
| kontrol noktalarını ve devriyeleri atlatmamız gerekti. | Open Subtitles | وكان علينا ان نخترق نقاط التفتيش والدوريات المسلحه. |
| Pek çoğu dosttur. Yolu ve kontrol noktalarından sakınmayı bilirler. | Open Subtitles | أكثر ودية وهم يعرفون كيف يتجنبون نقاط التفتيش. |
| Seni sevdiğinden sektör geçişleri ve kontrol noktalarından geçişine izin veriyordur. | Open Subtitles | لا بد أنك تحصل على الكثير من التحرشات من نقاط التفتيش ، ذلك النوع من الأشياء |
| Dosyasındaki fotoğrafını şehir genelindeki... askeri kontrol noktalarına dağıttım. | Open Subtitles | لقد أرسلت صورتها لكل نقاط التفتيش العسكرية بالمدينة |
| General Mansfield, 80 kilometre içindeki bütün yollara ve havalimanlarına kontrol noktası koydurttu. | Open Subtitles | لا يزال مستمر على نطاق واسع وضع الجنرال مانسفيلد نقاط التفتيش على كلّ الطرق والمطارات ضمن مجال 50 ميل |
| Her kontrol noktasına temiz su takviyesi yaptırdım. | Open Subtitles | حرصتُ على أعادة تزويد كل نقاط التفتيش بالماء. |
| kontrol noktalarında bütün yardımları istiyorlar. | Open Subtitles | يريدون الجميع مشارك بالأمر عند نقاط التفتيش |