Belki bir durum değerlendirmesi yapıp, şeyi belirlemeliyiz... yol üzerindeki zayıf noktaları. | Open Subtitles | ربما لابد أن نقوم بتحليل الموقف ونحدد نقاط الضعف في خط السير |
zayıf noktaları nasıl gördüğümü, onların bana nasıl göründüklerini. | Open Subtitles | كيف أستطيع رؤية نقاط الضعف ؟ وما الذي تبدو عليه بالنسة لي ؟ |
Bu tür zayıflıkları halka açıklamaya hacker dünyasında tam ifşa adı veriliyor ve tartışmalı bir konu ancak bana hackerların günlük kullandığımız teknolojide gelişen bir rolü olduğunu düşündürüyor. | TED | وتعرف ممارسة كشف نقاط الضعف للجميع في مجتمع المخترقين بالإفصاح الكامل، وهو موضوع جدلي، ولكنه يجعلني أفكر كيف أن لدى المخترقين تأثير نام على التقنيات التي نستخدمها بشكل يومي. |
Etkili pratik süreklidir, yoğun odak gerektirir ve bir insanın mevcut becerilerinin uçlarında yatan içeriği veya zayıflıkları hedef alır. | TED | إن الممارسة الفعَّالة متناسقة، مُركَّزة، وتستهدف المحتوى أو نقاط الضعف الموجودة عند حدود إمكانات الشخص الحالية. |
Zayıflıklarını belirler... ve orayı lanet bir yara gibi didikler. | Open Subtitles | انهم سوف اكتشاف نقاط الضعف الخاصة بك وأنها سوف تأخذ عليهم وكأنه فاسق داعر. |
Bu şey hakkında bulabileceğiniz her şeyi araştırın, özellikle de zayıf noktalarını. | Open Subtitles | حاول إيجاد أي شيء عن هذا الشيء , نقاط الضعف |
Zayıflığını buluyorlar ve onu sana karşı kullanıyorlar. | Open Subtitles | يبحثون عن نقاط الضعف في الشخص ويستخدمونها ضده |
Dağları kullanabiliriz, orada pek çok zayıf nokta var. | Open Subtitles | سنستغّل الجبال، هناك العديد من نقاط الضعف و القِمم |
Empyrean çeliği dışında bir başmeleğin birkaç zayıflıklarından biri. | Open Subtitles | هو أحد نقاط الضعف القليلة للملائكة الساميين إلى جانب المعدن السماوي |
Çiplere donanma filomuzun zayıf noktaları yüklenmiş olabilir. | Open Subtitles | من بين أشياء أخرى، كانت الرقائق تكشف نقاط الضعف في أسطولنا البحري. |
zayıf noktaları bulacak birkaç akıllı kişi olması yeterlidir. | Open Subtitles | ويتطلب اكتشاف نقاط الضعف هذه رجلاً ألمعياً |
Muhakkak onun zayıf noktaları var. | Open Subtitles | لنقل فقط بأن لديه بعض نقاط الضعف |
Sonra kişiselleşip, zayıf noktaları arıyorsun. | Open Subtitles | ثم تحصل على الشخصية، يبحث عن نقاط الضعف... |
Sen çok birden zayıf noktaları var. | Open Subtitles | لديك الكثير من نقاط الضعف العديدة. |
Ali genellikle idman arkadaşlarına karşı en iyi kumaşını göstermiyordu yerine zayıflıkları üzerine çalışıyordu. | Open Subtitles | وعلي في كثير من الأحيان لا تظهر له الاشياء أفضل السجال مع الشركاء ، 'ولكن من شأنه العمل على نقاط الضعف. |
DNA dizilimindeki zayıflıkları ayırıyor ve oralara yama yapmaya çalışıyormuş. | Open Subtitles | لقد كان يعزل نقاط الضعف في الحامض النووي، ثم حاول أن يشكل رُقع.. |
Eminim savunmasını güçlendirmek ve Zayıflıklarını düzeltmek için elinden gelen her şeyi yapmıştır. | Open Subtitles | بالتأكيد، لقد فعل كل ما في وسعه لتعزيز دفاعاته وتقويم نقاط الضعف |
Bir süredir sistemlerinizi öğreniyor. Test ediyor... - ...kendini adapte ediyor, zayıf noktalarını buluyor. | Open Subtitles | لقد درس أنظمتكم و إختبارتكم وأجهزة التكييف وأكتشف نقاط الضعف |
Belki de Zayıflığını arıyor, ya da... Yüce Tanrım.. | Open Subtitles | ربما يبحث عن نقاط الضعف يا إلهي |
Ama sanırım birkaç zayıf nokta buldum. | Open Subtitles | ولكن أعتقد أنّى وجدت بعض نقاط الضعف |
Antrenmanın amacının rakibinin zayıflıklarından faydalanmak olduğunu anlamıştı. | Open Subtitles | -لقد استوعب المسألة لتفضح نقاط الضعف في خصمك |
zaafları sömürme konusunda ustalar. | Open Subtitles | إنهم محترفون في استغلال نقاط الضعف |
Sürekli hassas ve zayıf noktalar arıyor... | Open Subtitles | سوف تستمر بالبحث عن نقاط الضعف والمناطق الحساسه |