Ama beni yenmeye çalışma, çünkü ben seni test ettim ve zayıflıklarını biliyorum. | Open Subtitles | ولكن لا تحاولي أن تهزميني ,لقد كنت أختبرك وأنا أعرف كل نقاط ضعفك |
zayıflıklarını kullanır, korkularını. Sadece kötüler kurtulur. | Open Subtitles | يستخدم نقاط ضعفك ومخاوفك والخبيث هو الذي يعيش |
Düşmanının zayıflıklarını bilmek kadar kendi zayıflıklarını bilmek de önemli. | Open Subtitles | بينما أنّ من المُهم أن تعرف نقاط ضعف عدوّك، فإنّ من المُهم أن تعرف نقاط ضعفك. |
Zayıf noktalarını bulup kafana atlayacağı zaman aklında tutmak için. | Open Subtitles | يدرس نقاط ضعفك ليتذكرها عندما تسنح له فرصة للوصول إليك |
Başka şansım yoktu. Senin en Zayıf noktana girmesine izin veriyordun. | Open Subtitles | لم تدع لي أي خيار آخر، لقد سمحت لها بالدخول إلى أعماق نقاط ضعفك |
Çünkü senin zaafın onun güçlü yanı onun zaafı da senin güçlü yanın. | Open Subtitles | حسناً، لأن نقاط ضعفك هي نقاط قوته لكن نقاط ضعفه هي نقاط قوتك |
Aşırı hassasiyet hep en büyük zaafın oldu. | Open Subtitles | لطالما كانت العاطفية أهم نقاط ضعفك. |
Hızlıca uzaklara koş, hareket halinde ol ve yakışıklı bir aptalla karşılaştığın zaman yapacaklarını unutma zayıflıklarını biliyorsun. | Open Subtitles | اهربي بعيدًا وسريعًا وتابعي الترحال من مكان لآخر وإن قابلت شابًّا وسيمًا أحمق، فاحذري من نقاط ضعفك. |
'Güçlü biri' olduğunda zayıflıklarını gösteremezsin. | Open Subtitles | لا تقدر على أن تظهر نقاط ضعفك |
Senin zayıflıklarını bulmak için araştırma yapıyor. | Open Subtitles | إنها تدرسك لتعرف نقاط ضعفك |
Bu embesil bile zayıflıklarını anlayabiliyor. | Open Subtitles | حتى هذا "إمبسيل" يمكنه ان يجد نقاط ضعفك |
Artık tüm zayıflıklarını biliyorum Cy. | Open Subtitles | (أعرف كل نقاط ضعفك الآن (سي |
Zayıf noktanı bulup, ettiği tek bir kelimeyle seni yerin dibine sokabilir. | Open Subtitles | تستطيع أن تحدد نقاط ضعفك و بعدها تدمرك بكلمة واحدة |
- Yani Yargıç Harper Zayıf noktanla tıbbi geçmişini rakiplerin öğrenince neler yapıyor bizzat görmüş. | Open Subtitles | ماذا يحدث عندما يعرف منافسيك نقاط ضعفك و التاريخ الطبي الخاص بك |