Yok, Bizim işimiz buradaki hattı korumak. Sağlam tilki deliklerimiz var, Onları güçlendirmek yeterli. | Open Subtitles | كلا ان مهمتنا ان ندافع عن هذا المكان و لكن علينا ان نقوي مخابئنا |
İşte bu yüzden bu seneyi dünyadaki en zeki beyinlerinden bazılarının kullandığı aracı güçlendirmek için geçirdik. | Open Subtitles | لهذا قضينا آخر سنة نقوي عقولكم بنفس الأدوات التي استخدمتها أفضل العقول في التاريخ |
Amacımız, piyasanın beklentilerini karşılamaya çalışırken bir referans kitabı olarak kalitesini güçlendirmek. | Open Subtitles | هدفنا هو أن نقوي من نوعيته ككتاب مرجعي. بينما نسعى جاهدين لتلبية توقعات السوق. |
Güçsüz olanı güçlendirmek. Yumuşağı sertleştirmek. | Open Subtitles | هو أن نقوي الضعيف و الرخو نجعله صلداً |