Eğer zaman yolcuğu küresi gibi bir şey varsa, olup olmadığını kabul veya inkar edebileceğimiz var olduğunu sen nereden bilebilirsin? | Open Subtitles | إن كان هناك شيئاً ككرة السفر عبر الزمن و الذي لانستطيع إثبات وجودها أو نكرانها كيف علمت بوجودها ؟ |
Ama bu, alnındaki kurşun deliğiyle, şişmiş, su dolu bir cesedin inkar edilemez bir şekilde ortaya çıkmasından önceydi. | Open Subtitles | ولكن هذا كان قبل الحقيقة التى لا يُمكن نكرانها بشأن جثته المتضخمة المغمورة بالمياه جثه بها ثقب رصاصة في جبهته |
- Oh, evet. Evet, bu doğru. - İnkar etmenin anlamı yok. | Open Subtitles | نعم هذه حقيقة ، لا تستطيع نكرانها |
Sesinde gerçek bir sevgi var. - İnkar edilemez öyle değil mi Ted? | Open Subtitles | لا، سمعت نبرت أهتمام صادقه في صوتك لايمكن نكرانها ،أليس كذلك، (تيد)؟ |
Gerçekler inkar edilemez. | Open Subtitles | -حقيقة يستحيل نكرانها |