Kendi ölümü taklit etmenin yasa dışı olduğunu bile bilmiyorduk. | Open Subtitles | لم نكن نعرف أن تزييف المقتل هو أمر غير شرعي |
Dünyanın büyük olduğunu ya da bizden farklı olduğunu da bilmiyorduk. | Open Subtitles | لم نكن نعرف أن العالم كبير أو أنه كان مختلفاً عنا |
Bunu becerip beceremeyeceğimizi bilmiyorduk; oldukça çekişmeliydi. | TED | لم نكن نعرف أن بإمكاننا سحبه ، بل كان مثيرا للجدل للغاية. |
Yer fıstığı boyutunda beyinleriyle, bireyselliklerini koruyabiliyor, uzun vadeli bağlar kurabiliyorlar. Bunun mümkün olduğunu bilmiyorduk. | TED | بواسطة أدمغة بحجم حبة الفول السوداني، هي تبقي على روابط فردية و طويلة المدى. لم نكن نعرف أن ذلك كان من الممكن حدوثة. |
Ama Galapagos’unda bundan etkilendiğini ben penguenler üzerine çalışmaya giderken bilmiyorduk. | TED | و لكنا لم نكن نعرف أن هذا الأمر يؤثر على غالاباغوس حين ذهبت لدراسة طيور البطريق |
Size daha önce söylemedim, çünkü hedeflerinin Soo Young olduğunu bilmiyorduk. | Open Subtitles | فى هذا الوقت نحن لم نكن نعرف أن الأنسة سوو يونج هى هدفهم لذلك لم أبلغك بهذا |
Birilerini buraya taşındığını bilmiyorduk. | Open Subtitles | لم نكن نعرف أن أحداً قد إنتقل إلى هنا بعد |
Birbirimize son kez baktığımızda bile hayatın ne kadar narin olabileceğini ikimiz de bilmiyorduk. | Open Subtitles | في أخر لحظة عندما كنا ننظر لبعضنا لم نكن نعرف أن الحياة بسيطة هكذا |
Çok fazla politika dinlemenin, eskiden Arkansas'ta hazırladığımız Kickapoo karışımından daha çok kafa yaptığını bilmiyorduk. | Open Subtitles | لم نكن نعرف أن ابتلاع الكثير من السياسة الخام سيضع التجاعيد فى رأسك و أعمق من عصير " كيكابو " محلى الصنع الذى يجلب السعادة إننا قد اعتدنا على جوز الهند فى آركانساس |
Bir kardeşin olduğunu bile bilmiyorduk. | Open Subtitles | لم نكن نعرف أن لديكِ شقيقة |
Onu birinin öldürdüğünü bilmiyorduk. | Open Subtitles | لم نكن نعرف أن أحدهم قتله |
- Yaşayan olduğunu bilmiyorduk. | Open Subtitles | -لم نكن نعرف أن أحد هنا . |