| Benim dünyamda, zamanlama her şeydir. ve bazen şansımız yaver gider. | Open Subtitles | في عالمي , التوقيت هو كل شيء وأحياناً , نكون محظوظين. | 
| Pekâlâ, kod açma ile başlayacağım, belki şansımız yaver gider. | Open Subtitles | حسنا ، سأبدأ في محاولة فك كلمة المرور وربما نكون محظوظين | 
| Polisler hâlâ mahalleliyle görüşüyor. Belki şansımız yaver gider. | Open Subtitles | الشرطة مازالو يستجبون الجيران ربّما نكون محظوظين. | 
| Yani bir sonrakinde, bu kadar şanslı olmayabiliriz. | TED | لذا في المرة القادمة، قد لن نكون محظوظين جدا. | 
| Ama Goa'uld tekrar saldırdığında bu kadar şanslı olmayabiliriz. | Open Subtitles | لكن في هجوم الجواؤلد القادم, لن نكون محظوظين جدا | 
| Pekala, öyleyse şanslıyız Amiral. | Open Subtitles | حسنا . ربما نكون محظوظين , اذن , ايها الادميرال | 
| Hepimiz eve sağlam döndük. Belki yarın da aynı derecede şanslı oluruz. | Open Subtitles | نأمل أن نكون محظوظين أيضاً غداً. | 
| Belki şansımız döner de zavallı herifin kimliğini bu şekilde belirleyebiliriz. | Open Subtitles | ربما نكون محظوظين ونعرف هوية هذا القتيل المجهول | 
| Demek istediğim, şansımız yaver gidebilir ve bizi doğruca çocuğa götürebilirler. | Open Subtitles | أعني، كما تعلمين لربما نكون محظوظين فربما يقودوننا مباشرة للفتاة | 
| Belki de şansımız yaver gider ve operasyonu iptal ederler. | Open Subtitles | ربما نكون محظوظين ويلغون هذا الاجتماع | 
| Belki de şansımız yaver gider de orada saklıyor olur. | Open Subtitles | حسناً .. ربما نكون محظوظين ويفعلها | 
| Muhtemelen Henry alçaktan uçuyordur, ama kim bilir belki de şansımız yaver gider. | Open Subtitles | من المحتمل ان يكون "هنري" مختفياً ولكن يمُكن ان نكون محظوظين | 
| "elbette. Belki şansımız yaver gider de Castle vurulur." | Open Subtitles | "ربما نكون محظوظين , ويتعرض كاسل لإطلاق نار" | 
| Belki bizim de şansımız yaver gider. | Open Subtitles | ربما نكون محظوظين أيضاً | 
| - Belki şansımız yaver gider. | Open Subtitles | ربما نكون محظوظين | 
| Ama bunlardan orada burada çıkmaya devam ederse bu kadar şanslı olmayabiliriz. | Open Subtitles | لكن إن بقيت هذه الأشياء تظهر فربما في المرة القادمة لن نكون محظوظين | 
| Bir daha ki sefere, bu kadar şanslı olmayabiliriz. | Open Subtitles | قد لا نكون محظوظين كهذه | 
| Chuck bu orandayken karantinayı Noel'den önce kaldırırlarsa şanslıyız. | Open Subtitles | تشاك أذا كنا نتابع بهذه السرعة , سوف نكون محظوظين أذا أزالوا الحظر عند الميلاد | 
| Bazen uyarılar alacak kadar şanslı oluruz. | Open Subtitles | "أحيانًا نكون محظوظين كفاية لنرى تحذيرًا، وهذا كان غالبًا تحذيرًا ليّ." | 
| Belki şansımız döner? Telefonda bir şeylere rastladın mı? | Open Subtitles | نكون محظوظين, هل حصلت على أي شيء عن الهاتف؟ | 
| Şimdi, ne aradığımızı biliyoruz, şansımız yaver gidebilir. | Open Subtitles | . الآن و بما أننا نعرف عما نبحث عنه، فقد نكون محظوظين |