Fakat bu tarz ufak ufak ormanları yok etme politikası özellikle bu bölgelerde yani tropikal alanların etrafında fark ettiğimiz bir durum. | TED | لكن نمط إزالة الغابات على شكل هيكل سمكة هو شيء نلاحظه بكثرة عبر الغابات الاستوائية، وخاصة في هذا الجزء من العالم. |
Üzerinde hoşumuza gitmeyen bir şeyler olduğu zaman varlığını fark ediyoruz, kötü bir koku ya da gözle görülen duman veya sis gibi. | TED | نحنُ نلاحظه في الغالب عندما يوجد هناك نوع من التداخل الحسي المزعج عليه، مثل رائحة فظيعة أو شيء مرئي مثل الدخان أو الضباب. |
Bunu neden daha önce fark etmediniz? | Open Subtitles | قبل ضرب موجة الإشعاع لنا لماذا لم نلاحظه من قبل ؟ |
fark edilmeden girip çıkabileceği bir çeşit atölye ya da stüdyosu olmalı. | Open Subtitles | انه لديه نوعا ما من فضاء العمل او ستوديو,ربما يمر بأى مكان ولا نلاحظه |
Boğuk ses ki neredeyse hiç konuşmayan sağır bir çocukta fark edemezdik. | Open Subtitles | خشن الصوت الأمر الذي لن نلاحظه لدى طفلٍ أصمّ لا يتكلّم |
Ya da yeni bir şey giyiyorsa ve fark edilmesini istiyorsa. | Open Subtitles | أو عندما ترتدي شيئاً جديداً وتود ان نلاحظه |
İşte bu yüzden günümüzdeki arı problemleri aslında yeni bir şey değil. Hatta bin yıldan fazla süredir görülüyor fakat fark etmediğimiz şey problemin şehirlerde olması. | TED | إذن فمشكلة النحل اليوم ليست بالضرورة شيئاً حديثاً . فقد حدثت منذ حوالي ألف سنة ولكن ما لم نلاحظه بالفعل هي تلك المشاكل في المدن |
Virginia Üniversitesi'nde, Thomas Jefferson akademik köyü, Afrikalı ellerden çıktığı fark edilmeye başlanan bir yer. | TED | في جامعة فيرجينا، القرية الأكاديمية بواسطة توماس جيفرسون، هو المكان الذي بدأنا نلاحظه الآن قد تم بناؤه بواسطة أيدي أفريقية. |
Zihnimizde, balıklar kafalarını çılgınca sallayarak ters yüzüyorlar ve onları fark etmiyoruz. | TED | بعقولنا ، السمك يسبح عكسياً بهز رأسه باهتياج ولا نلاحظه . |
Tüm bu şeylerde fark ettiğimiz bu trend bir gramda bir saniyede uçuşan enerjinin miktarı ve bu enerji artıyor, | TED | لذلك، الإتجاه الذي نلاحظه في جميع تلك الأشياء هو أن قيمة الطاقة في الغرام، في الثانية التي تمر عبر هذا، هي بالفعل في ارتفاع. |
- Onu fark bile etmeyeceksin. | Open Subtitles | -لن تلاحظوا وجوده حتّى -احرصي ألّا نلاحظه |
Burada otururken hiçbirimiz denizin yükseldiğini fark etmedik. | Open Subtitles | ما لم نلاحظه انه اثناء جلوسنا |
- Lily hakkında fark etmediğimiz başka bir şey var mı diye bakıyorum. | Open Subtitles | حسنا، أحاول أن أرى فقط إن كان هناك أي شيء آخر بشأن (ليلي) لم نلاحظه. |