Birini görebilmek için Dünya boyunda bir teleskop yapmanız gerek çünkü baktığımız kara delik çok radyo dalgası yayıyor. | TED | لكن لرؤية أحدها، ستحتاج لبناء تلسكوب بحجم الأرض، لأن الثقب الأسود الذي ننظر إليه تنبعث منه موجات إشعاعية وفيرة. |
Başka bir deyimle,şimdi baktığımız milyonlarca yıl önce evrimleşmiş yaratık embiryosu gibidir. | Open Subtitles | بمعنى آخر ،ما ننظر إليه الآن هو مثل جنين لمخلوق الذي طورناه منذ ملايين السنين |
Ancak şu anda baktığımız, çok çok daha büyük bir şeyin küçücük bir parçası. | Open Subtitles | لكن ما ننظر إليه هو فقط جزءاً ضئيلاً من شيءٍ أكبر بكثير. |
Bir metni okurken bir bakıma resimler yaratıyoruz ve bir resme baktığımızda ise neye baktığımızı anlamak için aslında dili kullanıyoruz. | TED | فنحن نوعاً ما نخلق صوراً عندما نقرأ نص ما، وعندما ننظر إلى صورة ما، نقوم باستخدام اللغة من أجل فهم ما ننظر إليه. |
Tam olarak ne arıyoruz? | Open Subtitles | إذًا، ما الذي ننظر إليه بالضبط؟ |
Sadece bizim bakacağımız şeyleri düşünmüş ve sonra da sakince tüm izleri yok etmiş. | Open Subtitles | انه فكر فقط فى الشىء الذى سوف ننظر إليه وعندئذ وبهدوء أزال كل هذة الآثار |
Daha sonra cerrah, bir kılavuz teli kalbine itecek ve bu tel yardımıyla tümörden küçük bir parça koparacak ve bu sayede onu inceleyebileceğiz. | Open Subtitles | ثم يدخل جراح سلك استرشادي و يسير به إلى قلبك حيث يأخذ قطعة صغيرة من ذلك الورم كي ننظر إليه تحت المجهر |
baktığımız her hastalıkta Amerikalılar İngilizlerden önde. | Open Subtitles | لكل مرض ننظر إليه الأمريكان عندهم أكثر منه من الإنجليز |
Burada baktığımız şeyde gördüğümüz, bir çok insanın en iyisi olduğuna inandığı şeyi yaptığı. | Open Subtitles | ما ننظر إليه هنا نحن نرى بأن العديد من الناس يفعلون ما يعتقدون بأنّه اﻷفضل. |
Bu koni şeklindeki ışın, baktığımız ve güzel geometrik doğrusal çizgiler ile tanımlanmış şeyleri aydınlatır. | Open Subtitles | هذا الشعاع المخروطي ينير ما ننظر إليه ويُعرَف بخطوط هندسية مستقيمة |
Ben önemli olanın eser değil, bizim ona nasıl baktığımız olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | أعتقد ما يهم ليس العمل بل كيف ننظر إليه النظرة التي نراه بها |
..çünkü şu an baktığımız şey olmuş | Open Subtitles | و هذا ما ننظر إليه الآن إذا لمْ يَكونوا بِالفِعْلِ |
Özel bir yere. Çok özel. Her gün baktığımız bir yere. | Open Subtitles | بمكان مميز كأثر معلمي شيء ننظر إليه كل يوم |
Şeytanın en güçlü ânı başka tarafa baktığımız zamandır. | Open Subtitles | الشيطان يكون في أقوى حالاته عندما لا ننظر إليه |
Sana neye baktığımızı söyleyeyim, genç adam. Çılgına dönmüş bir kasabaya! | Open Subtitles | سأخبرك بما كنا ننظر إليه أيها الصغير، بلدة فقدت صوابها. |
Şimdi bu fotoğraf, Bu bilgiyi anlamak için ve ikili bilgiyi görsele çevirmek için düzinelerce tekniğim var, Bu yüzden saniyeler içinde, bu bilgiyi alıp diğer düzinelerce tekniği atabiliriz tam olarak neye baktığımızı bulabilmek için. | TED | ولأني أعلم بأنها صورة، كان لدي العشرات من تقنيات التحويل الثنائية لمشاهدة وفهم هذه المعلومات، وفي ثوان، يمكننا أخذ تلك المعلومات، ونخضعها لعشرات التقنيات للتحويل البصري من أجل أن نعرف بالضبط ما ننظر إليه. |
Nereye baktığımızı anlatırsın hiç olmazsa. | Open Subtitles | حدّثنا عمّا ننظر إليه. |
Kaptan, biz ne arıyoruz? | Open Subtitles | ما الذي ننظر إليه يا حضرة الكابتن؟ |
Burada neyi arıyoruz? | TED | ما الذي ننظر إليه هنا؟ |
Bayan Shaw ile yeniden iletişime geçtiğimizde bakacağımız bir şey. | Open Subtitles | شيء أن ننظر إليه عندما كنا على اتصال مع السيدة شو. |
Daha sonra cerrah, bir kılavuz teli kalbine itecek ve bu tel yardımıyla tümörden küçük bir parça koparacak ve bu sayede onu inceleyebileceğiz. | Open Subtitles | ثم يدخل جراح سلك استرشادي و يسير به إلى قلبك حيث يأخذ قطعة صغيرة من ذلك الورم كي ننظر إليه تحت المجهر |
Elbette bu yarışın favorisi o ve şu an ahırında ona bakıyoruz. | Open Subtitles | بالطبع هو المفضل في هذا السباق كما وإننا ننظر إليه في حضيرته |