Uzay ve zamandaki yolculuklarım süresince, ...yedinci yaşamımın sonuna doğru, ...hiçbir zaman çok dikkatli olamayacağımı fark etmeye başlamıştım. | Open Subtitles | في كُلّ رحلاتى خلال الفضاءِ والوقتِ وأقتربُ مِنْ نهايةِ حياتِي السابعةِ بدأت بإدْراك أنه لا يُمكنُ أَنْ تَكُونَ حذرَ |
Kahverengimsi veya siyahımsı, çamurumsu hale de dönebilir. Akıntının sonuna geldiğinin sinyalidir bu. | Open Subtitles | ذلك قَدْ يَتّحول إلى ترسبات سمراء أَو سوداء التي تُشيرُ إلى نهايةِ التدفقِ |
Hayır. Önümüzdeki dönemin sonuna kadar ayrılamam. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ أَنْ أَذْهبَ حتى نهايةِ الفصل الدراسي القادم |
Burada eğlenceli bir hafta sonu geçirdin mi? | Open Subtitles | إذاً، هل أمضيتِ عطلةَ نهايةِ اسبوعٍ ممتعةً هنا؟ |
Bu yüzden bu hafta sonu seni üzen, küçümseyen veya aşağılayan herhangi bir şeyi çizmeni istiyorum. | Open Subtitles | إذًا، خلال نهايةِ هذا الأسبوع أريدكَ أن ترسمَ أيَّ شيءٍ يثيرُ غيظكَ، يقلّلُ من شأنكَ، أو يهينكَ. |
Görmüşlüğüm var. Hafta sonları balığa çıkar. | Open Subtitles | لقد رأيتهُ ، إنهُ يذهب للصيد فى عُطلات نهايةِ الإسبوعِ. |
Profesör, görüşmemiz sona erdi. | Open Subtitles | أستاذ، مُناقشتنا جاءَ إلى نهايةِ. |
Tünelin sonundaki o ışığı gördüğümü sandım. | Open Subtitles | إعتقدتُ بأنّني رَأيتُ الضوءَ في نهايةِ النفقِ. |
İtalyanlar, II. Dünya Savaşı'nın sonunda aynısını Mussolini'ye yapmışlardı. | Open Subtitles | فعل الإيطاليّون هذا بـ (موسوليني) في نهايةِ الحربِ العالميّة الثانية. |
Birisi gelip öteki ayın sonuna kadar olan borcunu ödedi. | Open Subtitles | جاءَ شخص ما فيه ودَفعَ خلال نهايةِ الشهر القادم. |
Eğer ufka dokunabilirsen... seyahatinin sonuna yakınsın demektir. | Open Subtitles | إذا تستطيعين أَنْ تلمسي الأفقَ أنت قريبه من نهايةِ رحلتِكِ. |
Kambur balinalar destansı yolculuklarının sonuna yaklaşıyor. | Open Subtitles | إنّ الحيتان المحدبة تَقتربَ مِنْ نهايةِ رحلاتِهم الملحميةِ. |
Hadi koridorun sonuna kadar yürüyelim. | Open Subtitles | دعنا نُحرّكُه أسفل إلى هذه نهايةِ القاعةِ. |
Dünya'nın sonuna kadar aramak zorunda kalacak olsam bile umurumda değil. | Open Subtitles | لاأهتمّ إن كنتُ سأقوم بالبحثِ في نهايةِ العالم. |
Eğer tetiği çekmeden önce azından günde sonuna kadar bize verin. | Open Subtitles | أمهلينا فقط إلى نهايةِ اليومِ على الأقل قبل أن تتخذي قراراً حاسماً |
Hafta sonu olduğu için saldırı olduğu sırada binada sadece 9 memur vardı. | Open Subtitles | ولأن هذه عطلةُ نهايةِ إسبوع فلم يكن يتواجدُ هنا سوى تسعُ موظفين في وقتِ حدوثِ الهجمة |
Hafta sonu keyif gezisinde bulacağın türden bir şey değil. | Open Subtitles | هذا ليس ما ستتوقعُ أن تجدهُ على متنِ قاربٍ للمتعةِ في عطلةِ نهايةِ الأسبوع |
Her inanışın kendine göre dünyanın sonu için bir açıklaması vardır. | Open Subtitles | كُلّ دين قديم لَهُ أسطورتُه الخاصةُ حول نهايةِ العالمِ. الأسطورة! |
Annenle eskiden hafta sonları orada yürüyüş yapardık. | Open Subtitles | والدتكَ وأنا إعتدنا أن نجتازهُ في نهايةِ الأسبوع |
Hafta sonları herkesin geldiği eğlence parkını görmelisin. | Open Subtitles | يجبُ عليكِ أن تري مُنتزهَ الرّاحة مكانُ مايتقابل الجميعُ في نهايةِ الأسبوعِ |
Profesör, görüşmemiz sona erdi. | Open Subtitles | أستاذ، مُناقشتنا جاءَ إلى نهايةِ. |
Tilkiler için bolluk dönemi sona erdi. | Open Subtitles | للثعالبِ آقترب أوان الازدهار إلى نهايةِ |
O zaten tünelin sonundaki ışık! | Open Subtitles | ذلك الضوءُ في نهايةِ النفقِ! |