- Cesur kadınları sevmen hoşuma gitti. - Evet, cesur benim tipim. | Open Subtitles | ـ أحب أنك تحب النساء الصلبة والشجاعة ـ الصلبة هى نوعى المُفضل |
Ama ona söyledim, profesörler benim tipim değil. | Open Subtitles | ولكننى أخبرتها , بأن البروفيسور ليس نوعى المفضل |
El Camino'su olan adam tamamen benim tipim. | Open Subtitles | هذا الرجل صاحب الكامينو فعلا نوعى المفضل |
26 yaşında. Fotomodel. Benim tipim. | Open Subtitles | و هى بالسادسة و العشرين و تعمل عارضة أزياء و كما تعرف ، فهذا هو نوعى بالفتيات |
Benim türüm, Serrakin, Hebridanlılar'ın binlerce yıl önce Goa'uld'dan özgürlüklerini almalarına yardımcı olduk. | Open Subtitles | نوعى الـ * سيراكين * ساعدوا فى تحرير * هيبيردين * من الـ * جواؤلد * لألاف السنين مضت |
İster inan ister inanma ama benim tipim değilsin. | Open Subtitles | حسناً , صدقى أو لا تصدقى فأنت لست نوعى المفضل |
Benim tipim bile acıkıyor. | Open Subtitles | حتى من هم من نوعى يشعرون بالجوع |
Neden tipim olmadığını bilmek ister misin? | Open Subtitles | تريد معرفة لماذا أنت لست نوعى المفضل ؟ |
Neden tipim olmadığını bilmek ister misin? | Open Subtitles | تريد معرفة لماذا أنت لست نوعى المفضل ؟ |
Benim tipim değil,_BAR_ama kesinlikle havalı. | Open Subtitles | ليس نوعى المفضل و لكنة ظريف اكيد |
Benim tipim ne, beni tanıyorsun ya? Benim tipim ne? | Open Subtitles | ما هو نوعى ، هل تعرفيننى ما هو نوعى |
Sevgilimi beğendin mi? Benim tipim değil. | Open Subtitles | هل اعجبتك خطيبتى هذا ليس نوعى المفضل |
O Sâri giyiyor. O benim tipim değil. | Open Subtitles | أنها ترتدى سارى أنها ليست نوعى المفضل |
Yani, hiç tipim değilsin. | Open Subtitles | انا اعنى , انتِ لستِ نوعى المُفضل |
Tabii senin gibi değil. Sen benim tipim değilsin. | Open Subtitles | بالطبع ليست مثلك انتِ لستِ نوعى المُفضل |
O güzel sadece benim tipim! | Open Subtitles | أنها جميلة ، أذن فهى من نوعى المفضل |
Ama tipim değilsin. | Open Subtitles | لكنك لست نوعى المفضل فى النساء اطلاقا |
– Çok nazlı. Benim tipim olduğunu söylüyorum. | Open Subtitles | لقد اخبرتكِ ، انتِ نوعى المفضل |