"نوعٍ ما" - Translation from Arabic to Turkish

    • çeşit
        
    • bir tür
        
    Ve de oranın bir çeşit sirke dönüşünü Öylece izlemeyeceğim. Open Subtitles ولا أطيق حقاً أن تتحول إلى سيركٍ من نوعٍ ما
    Göğüs boşluğuna bir çeşit tüp yerleştiriyor ve kalp kasını çıkarıyor. Open Subtitles أدخل أنبوباً من نوعٍ ما في تجويف الصدر و أستخرج القلب
    Bize zaten yaptığı şeylere baksana, bu bir çeşit tuzak! Open Subtitles انظر الى ما فعله بنا بالفعل إنها حيلة من نوعٍ ما
    Bir çeşit nöropati olabilir. Sifilisin şimşek ağrıları. Open Subtitles قد يكون إعتلالاً عصبيّاً من نوعٍ ما آلام الزهري البارقة؟
    Eğer bir bilgisayar içinde... bir tür geniş ağlı program kodu içinde yaşıyorsak... tüm programlar aslında evreni inşa etmiştir. Open Subtitles إن كُنا نعيش في واقع افتراضي داخل حاسوب فعلى شفرة ضخمة من نوعٍ ما أنّ تُشغِّل البرنامج .الذي يصنع كوننا
    Bir çeşit pastiş aslında. Ama siz Amerikalıların almak istediği bu ben de satıyorum. Open Subtitles إنها معارضة أدبية من نوعٍ ما لكن هذا ما ترغبون بشراءه يا شعب أمريكا
    Başkan'a kriz geçirtecek bir çeşit zehir falan mı? Open Subtitles بوضع سمٍّ من نوعٍ ما سمّ يسبّب سكتةً دماغيّةً للرئيس
    Tamam, bak, yalvarmak istemem ama bu bir çeşit ültimatom sayılır. Open Subtitles إسمع , لا أريد أن أترجاك . ولكنه كان إنذار من نوعٍ ما
    Görünüşe göre saldırgan bir çeşit sprey sıkmaya çalışmış. Open Subtitles يبدو أنّ المعتدي حاول رشّه ببخّاخٍ مِن نوعٍ ما.
    Kontrplak, çekiç, çivi ve kürek. Sanırım bir çeşit kutu yapmayı planlıyor. Open Subtitles شرائح خشبية، مطرقة، مسامير، مجرفة، إنّه يصنع صندوقاً من نوعٍ ما.
    Kontrplak, çekiç, çivi ve kürek. Sanırım bir çeşit kutu yapmayı planlıyor. Open Subtitles شرائح خشبية، مطرقة، مسامير، مجرفة، إنّه يصنع صندوقاً من نوعٍ ما.
    Bunun sorumlusu olan kişi uçağa bir çeşit cihaz yerleştirmiş olmalı. Open Subtitles آياً يكن المسئول ، لابد أنه زرع جهاز من نوعٍ ما على الطائرة
    - Bilmiyoruz. Sanıyoruz bir çeşit radyofar. Open Subtitles لا نعلم، اعتقدنا أنّه منارةً مِن نوعٍ ما.
    Bu çam ağaçları aslında taşların etrafında bir çeşit desen halinde ve bir de, uh, her birinde antik metal başak. Open Subtitles أشجار الصنوبر هذه تمثّل نمط من نوعٍ ما حول الصخور، وهُناك مسمار معدني قديم في كل واحدة.
    Teste bakacağız ama bir çeşit alerji olduğundan şüpheleniyorum. Open Subtitles سنرى ما التحليل تقوله، لكن أضن أنه حساسية من نوعٍ ما.
    Ama Oz'da... her gün bir çeşit boks günüdür. Open Subtitles كُل يَوم هوَ يوم مُلاكمَة مِن نوعٍ ما
    Ben bir çeşit müzisyenim ve tam da çok özel bir konser vermeye gitmek üzereyim. Open Subtitles -كما ترين، أنا مُوسيقيّ من نوعٍ ما وأنا بطريقي لأداء عرضٍ خاصٍ جدا.
    Koku gösteriyor ki, kalıntılar bir çeşit petrokimyasal hızlandırıcı ile sulanmışlar ki bu da yangının neden burada ortaya çıktığını gösteriyor. Open Subtitles -أجل الرائحة تشير إلى أنّ البقايا غُمرت في مسرع بيتروكيماوي من نوعٍ ما -ما يفسر أيضاً سبب انحصار النار
    Emin değilim. Bir çeşit hayvan galiba. Open Subtitles لستُ مُتأكداً ، حيواناً مِن نوعٍ ما.
    Belki de bir çeşit yas yöntemidir. Open Subtitles ربّما تكون عمليّة حُزنٍ من نوعٍ ما.
    Onu sarmalayan gri deri organik bir malzeme, biyomühendislik eseri bir tür uzay giysisi gibi. Open Subtitles اللحم الرمادي الذي كان يغلّفه، هو مادّة عضويّة، بزّة فضائيّة مهندسة حيوياً من نوعٍ ما

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more