"نوعِ" - Translation from Arabic to Turkish

• çeşit
• tip
• tür bir

Ne bileyim, bir çeşit cadı kitabıydı sanırım.
أنا لا أَعْرفُ، بَعْض الكتابِ من نوعِ ساحرةَ، أَحْزرُ.

Bir çeşit geçiş dönemindeyim.
أَنا حسناً. أَنا في نوعِ مرحلة إنتقالية.

Oymacı'nın kurbanlarını uyuşturduğu ilaçla aynı çeşit uyuşturucu. Bu siparişle ilgili bilgim yok.
نفس نوعِ المسكّنِ الذي يَستعملُ النَحاتَ لشَلّ ضحاياه.

Eğer aynı tip düzenek ise, hedefimiz yeşil olan.
الأخضر ليَذْهبُ إذا هذا نفس نوعِ الأداةِ

Neden sadece tek tip kötü adam yok?
إنه على حق زعيم أَعْني، لماذا لا يمكن أن يكون هناك نوعِ واحد فقط مِنْ الأشرار

Bakarsınız bunu yapan şeyin ne tür bir enerji olduğunu bulabiliriz.
لا وقتَ لنضيّعه. ربّما نستطيع استنتاجَ نوعِ الطاقةِ المسئولةِ عن هذا.

Demek istediğim, bir çeşit iz veya bunun gibi birşey aramıyor muyuz, Bay Crawford?
أردنَا بَعْض نوعِ المسارِ أَو شيء ما مثل ذلك، السّيد كراوفورد؟

aslında bu bir çeşit meydan okuma annemin sevgisizliği beni buna hazırladı.
إنّه بالضبط نوعِ التحدّيات الّتي حضّرني لها كرهُ أمّي لي

Yakında eline bir çeşit virüs geçecek.
أنت على وشك أن تحصل على فيروس من نوعِ ما؟

Birisi bana bu lanet diademin ne olduğunu söyleyebilir mi? Bir çeşit taç. Mücevherli taç.
إنها تاج من نوعِ ما يبدو شبيه بالأكليل.

Hangi çeşit tarımı seviyorsun?
حسناً , من أي نوعِ من المزارعين أنت ؟

Sanırım bir çeşit zihinsel verici.
أعتقد أنها موصل معرفي من نوعِ ما.

- Bir çeşit ayna silahı kullanıyordu.
كان لديه مسدس مرايا من نوعِ ما يستخدمه

Norman'ın düşüncesine göre diğeri de havayolu şirketinden ve bilemiyorum, bir çeşit örtbas etme çabası var gibi ve hastalarımdan ikisi kayıp.
نورمن), هو يعتقد أن الشخص الأخر) ... من الطياران, و لا أعلم, هناك نوعِ ... من بتغطيةِ والأن أثنان من مرضاي مفقودين

- Ne çeşit bir test?
أى نوعِ من الإختبارات ؟

Bir çeşit kefaret gibi düşün.
أفترض أنه تكفير من نوعِ ما

Ne çeşit canavarlar?
أيٌ نوعِ مِن الوحوش؟

Ne çeşit bir aptal bunu yapar ki?
أيُ نوعِ مِن الحمقى يفعل هذا؟

Kurbanın kafasını kesmekte kullanılanla aynı tip.
هو نفس نوعِ المنشارِ إستعملَ لقَطْع رأسِ الضحيّةَ.

Maalesef, bizim yaşadığımız dünyada sadece tek tip güzelliğin farkına varılıyor.
لسوء الحظ، نحن بشكل مباشر في عالم... حيث فقط واحد مِنْ نوعِ الجمالِ معترف بهُ أكثر.

Bu tür bir yaşam tarzı bana uygun değil.
ذلك نوعِ أسلوبِ الحياة حَسَناً لبَعْض الناسِ لكن لَيسوا لي.