Vücudumuz bozulur, bazen biz 90 yaşındayken, bazen biz doğmadan. | Open Subtitles | أجسادنا تنهار، أحياناً في سن التسعين أحياناً قبل أن نولد حتى |
Bankalar biz doğmadan önceden beri insanlara pislik yapıyor. | Open Subtitles | المصارف تتعامل بقذراة مع شعبنا من قبل أن نولد |
Örneğin, tatlı bir şeyin tadını severek doğarız, ve acı şeylere tam ters tepki gösteririz. | TED | على سبيل المثال ، نحن نولد مع حب للطعم الحلو ونستجيب بشكل غير ملائم للطعم المر. |
İçimizdeki hortumlarla, orman yangınlarıyla, kuyruklu yıldızlarla doğuyoruz. | Open Subtitles | نحن نولد مع زوابع حرائق الغابات والمذنبات في داخلنا |
Yani, bizler maymunuz, ve paylaşmak ve işbirliği yapmak için doğduk. | TED | يعني، أننا قرود، ونحن نولد وننشأ للمشاركة والتعاون. |
Bu dünyaya geldiğimizde yanımızda onlar var; bu dünyadaki benliğimizi onlar şekillendiriyor; ve bu dünyadan ayrılırken de bizi yalnız bırakmıyorlar. | TED | نجدهم هناك؛ عندما نولد في هذا العالم يشكلون شخصياتنا لنصبح ما نحن عليه في هذا العالم؛ ويكونون معنا عند الاحتضار. |
Sana bundan hiç bahsetmedim, ama tüm Changler kuyruklu doğar. | Open Subtitles | لم أخبرك أبداً بهذا الجزء و لكننا جميعاً نولد بأذناب |
Biz insanlar, gerçekliğin içine doğal bir şekilde doğmayız. | Open Subtitles | نحن البشر لا نولد طبيعياً داخل الواقع |
Ama, aramızda kalsın, öldükten sonra artık hiçbir şey olmadığını düşünüyorum. Tıpkı doğmadan önceki gibi. Hiçbir şey. | Open Subtitles | و لكن بيني و بينك , لا أعتقد أن هناك شيء بعد الموت , كما كان قبل أن نولد , لا شيء |
Ailem evi ben ve ablam doğmadan önce yaptırmış. | Open Subtitles | والديّ قاما ببنائه قبل ان نولد ان وشقيقتي |
Büyük bir ihtimalle onlar ailelerimiz doğmadan önce bile buradaydı. | Open Subtitles | على الارجح لا تزال بمكانها من قبل ان نولد |
Çünkü biz doğmadan önce yazılmış. | Open Subtitles | ذلكَ لأنها كُتِبَت قبلَ أن نولد. هل تسمحين لي؟ |
Budemekoluyorki daha doğmadan önce şarkı söylemeyi başka bir insandan öğreniyoruz. | Open Subtitles | ذلك يعني أنه قبل أن نولد فإننا نتعلم الغناء مع انسان آخر |
Anjali, bir kez doğarız ve bir kez ölürüz. | Open Subtitles | انجلى نحن نولد مره واحده ونموت مره واحده |
Bir Chang son derece dinçtir. Hep sağlıklı doğarız. | Open Subtitles | أطفال عائلتي أقوياء جداً و نولد أصحاء دائماً |
Her gün yeniden doğarız ama önemli olan bugün ne yaptığımızdır. | Open Subtitles | في كل صباح , نحن نولد من جديد... . ماذا نفعل اليوم هو الأهم |
Dikkatli bakarsan aslında hepimiz ölü doğuyoruz. | Open Subtitles | عندما تقترب ساعة الحقيقة، فجميعنا نولد اموات. |
Sonra yeniden doğuyoruz ve hiçbir şey hatırlamıyoruz. | Open Subtitles | ثم نولد ثانية و لا نتذكّر شيئا ممّا حدث |
Aldığımızın karşılığını vermek ve ebedi hayata ulaşmak için doğduk. | Open Subtitles | لأنّه بالعطاء نُعطى و بالموت نولد في الحياة الأبدية |
Gene de, bu dünyaya doğma sebebimiz... Anlamımız... | Open Subtitles | وإن كان كذلك, فما السبب والمعنى في أن نولد في هذا العالم؟ |
Daha doğar doğmaz, bizi hayatta kalmaya ikna edecek çok büyük bir sevgiye ihtiyaç duyarız. | Open Subtitles | أنه عندما نولد, نحتاج لقدر من الحب كي يقنعنا بالبقاء في الحياة... و عندما نجد هذا الحب, فهو عادة يُثَبِّتٌنا... |
- Hiçbirimiz suçlu olarak doğmayız. | Open Subtitles | إننا لم نولد مجرمين |
Onun ölümüyle hepimiz yeniden doğacağız! | Open Subtitles | من هذا الموت، يجب أن نولد من جديد |
Buralar; doğduğumuz, büyüdüğümüz, eğitim görüp çalıştığımız, evlendiğimiz ibadet ettiğimiz, oynadığımız ve zamanla | TED | هي الأماكن التي نولد فيها، وفيها ننشأ، نتعلم، نعمل، نتزوج، نصلِّي، نلعب، نكبر، ومع الوقت نموت. |