"نومها" - Translation from Arabic to Turkish

    • yatak
        
    • uykusunda
        
    • Uykusu
        
    • Yatma
        
    • uyku
        
    • uyumaya
        
    • uyurken
        
    • geceliği
        
    • geceliğini
        
    • odası
        
    Her neyse masadan kalktik ve yatak odasina geçtik, seks yaptik. Open Subtitles عموماً, نهضنا من الطاولة و ذهبنا لغرفة نومها و مارسنا الجنس
    Bak ufaklık, 40 dakika sonra midendeki kanıyla nasıl oraya geldiğini ne yapman gerektiğini anlamayarak yatak odası zeminine çökeceksin. Open Subtitles اسمع يا صغير أربعين دقيقة من الأن ستجد نفسك متكوم على أرضية غرفة نومها كل قطة من دمها في معدتك
    Banyosunu bitirince yatak odasına geçip, tuvalet masasına giderdi. Open Subtitles وعندما تنتهى من حمامها تعود إلى غرفة نومها وتجلس أمام المزينة
    uykusunda dişini gıcırdatıyor, ve evlilik sona erdi. Open Subtitles إنها تطحن أسنانها خلال نومها لذا انتهى الزواج
    Uykusu, değerli yoldaş Erich Honecker'in emekliliğini görmesini engelledi, Open Subtitles لقد أخفى نومها تقاعد الرفيق المحترم إريش هونيكر لقد أخفى نومها تقاعد الرفيق المحترم إريش هونيكر
    Yatma zamanını geçirmişsin. Open Subtitles لقد مر وقت طويل على ميعاد نومها
    Banyosunu bitirince yatak odasına geçip, tuvalet masasına giderdi. Open Subtitles وعندما تنتهى من حمامها تعود إلى غرفة نومها وتجلس أمام المزينة
    Metresin yatak odasında yoksa yerini öğrenmek ister misin? Open Subtitles غرفة نوم الزوجة ألا تعرف عنها شيئاً ؟ الزوجة أم غرفة نومها ؟
    Sekiz yaşındayken, ailesinin uykuda olduğu bir sırada yatak odasından kaçırılmış. Open Subtitles عندما هي كانت بعمر ثمانية سنوات، هي أخذت من غرفة نومها بينما أبويها كانوا نائمون.
    Ama yatak odasında, kapıların dışarıdan kilitlendiğinden emin olun... Open Subtitles لكن بالنسبة لغرفةِ نومها ,كن حريصاً ..أن يكونَ البابُ يُقْفلُ مِنْ الخارج
    Küçük bir kız, yatak odasından kaçırılmış. Open Subtitles أي بنت صغيرة إختطفت من غرفة نومها. طراز المبشّر الأساسي إف. بي.
    Annen yatak odasını tekrar dekore ettirdi. Open Subtitles جيدة، جيدة. والدتكِ أعادت ديكور غرفة نومها ثانية.
    yatak odasına baktım, kitap okurken uyuyakaldı sandım. Open Subtitles نَظرتُ في غرفةِ نومها. إعتقدتُ نَامتْ القراءة.
    Aslında, ben eşinin yatak odasını görmek isterim. Open Subtitles في الحقيقة، أنا أوَدُّ أَنْ أَرى غرفةَ نومها.
    Geçen gece uykusunda ilişkisi olduğundan söz ediyordu. Open Subtitles الليلة الاخيرة التى تحدثت عنها كانت فى علاقة غرامية فى نومها
    Marion dün gece uykusunda ölmüş-- kalp yetmezliği. Open Subtitles ماريون ماتت أتناء نومها الليله الماضيه جلطه فى الشريان التاجى
    uykusunda inanılmaz konuşmalar yapar. Open Subtitles إنها تملك محادثات مذهلة عن ثلاث أو أربع رجال في نومها
    Annemin derin Uykusu, onun ilk serbest seçimlere katılmasını da engelledi. Open Subtitles لم يسمح لها نومها العميق بالمشاركة في أول انتخاب حر
    Ayrıca küçük bir hanımın da Yatma saati çoktan geçmiş. Open Subtitles وأعرف سيّدة صغيرة تخطّت موعد نومها
    Evet, uyku bozukluğu var. uykusunda yürüyor. Open Subtitles نعم، لديها مرض المشي أثناء النوم إنها تمشي أثناء نومها
    Annem uyumaya devam etti. Derince ve deliksiz. Open Subtitles استمرت أمي في نومها بعمق
    uyurken kaçırılan Daisy Armstrong'un aranması Open Subtitles البحث فى إتجاه الشرق عن إبنة أرمسترونج إختطفت أثناء نومها فى منزل العائله
    Fakat o bulunduğunda, geceliği belinin üstüne çekilmişti. Kesinlikle. Open Subtitles لكن عندما عُثر عليها، ثوب نومها .كان مرفوعاً إلى خصرها
    Planı, kendine bir kadeh beyaz şarap doldurup en güzel geceliğini giyerek geride kabartmalı kağıda yazılmış bir not bırakmaktı. Open Subtitles خطتها كانت ان تسكب كأسا من نبيذها المفضل و ترتدي أجمل فساتين نومها و تترك خلفها رسالة على أرقى قرطاسية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more