| Ve Jack Nesbitt tüm itfaiyecilerin adına leke sürüyor. | Open Subtitles | وجاك نيسبيت يعطي كل رجال الاطفاء سمعة سيئة. |
| - Olamaz. - Ne güzel bir şapka öyle, Bayan Nesbitt. | Open Subtitles | لا يا لها من قبعة جميلة يا سيدة نيسبيت |
| - Olamaz. - Ne güzel bir şapka öyle, Bayan Nesbitt. | Open Subtitles | لا يا لها من قبعة جميلة يا سيدة نيسبيت |
| Ayrıca Freddie Nesbitt, şu korkunç ve alelâde karısını niye getirmiş? | Open Subtitles | لماذا كان على (نيسبيت) أن يجلب معه زوجته تلك الرهيبة الشعبية؟ |
| # Bay Nesbit sana der: İyi uykular # | Open Subtitles | ? "والسيد (نيسبيت) يقول "طابت ليلتك ? |
| Bildiğim kadarıyla Nesbitt onlardan biri değildi ama. İşler biraz tehlikeli olmuştu gerçi. | Open Subtitles | حسب فهمي أن (نيسبيت) لم يكن واحداَ منهم كبر الموضوع , رغم ذلك |
| Daha da önemlisi, muhakkak Nesbitt'in bu işte bir parmağı var. | Open Subtitles | النقطة الأهم هي أن (نيسبيت) بكل تأكيد متورط ببعض تلك الأعمال |
| - Nesbitt sorunlu bir liderdi zaten. | Open Subtitles | ط ط ط، كان نيسبيت زعيم إشكالية. |
| Bu Harlow, Newtown'dan Bay Nesbitt. | Open Subtitles | هذا هو السيد (نيسبيت) من (هارلو) في (نيوتاون) |
| Bay Nesbitt görünmez olmanın ilk dersini öğrenmiş gözüküyor: | Open Subtitles | تعلمَ السيد (نيسبيت) الدرس الأول بأن يكون غير مرئي |
| Ben Bayan Nesbitt'im! | Open Subtitles | أنا السيدة نيسبيت |
| Ben Bayan Nesbitt'im! | Open Subtitles | أنا السيدة نيسبيت |
| Bayan Nesbitt'in yanında sadece bir tane elbisesi varmış. Eşyalarını hazırlarken kocasının onu çok acele ettirdiğini söyledi. | Open Subtitles | سيدة (نيسبيت) معها ثوب واحد فقط و تقول ان زوجها أستعجلها عندما كانت تحزم أمتعتها |
| Bir tarafta Lord Stockbridge İngiltere için söylenip dururken diğer tarafta Freddie Nesbitt yalakalık yapıp duruyordu. | Open Subtitles | اللورد (ستوكبريدج)، من ناحية.. مُمل من بريطانيا و (فريدى نيسبيت) من ناحية يستغل الفرصة |
| Bay Nesbitt daha fazlasını sizden isteyemez artık, değil mi? | Open Subtitles | لا يمكن للسيد (نيسبيت) أن يطلب أكثر من هذا، أليس كذلك؟ |
| Özür dilerim, efendim. Bay Nesbitt'in ayakkabılarını saklıyordum, efendim. | Open Subtitles | أرجو معذرتك يا سيدي كنت فقط أجمع أحذية السيد (نيسبيت) يا سيدي |
| John adını söylemeden önce de Nesbitt'ten şüphelenmişsin. Neden? | Open Subtitles | كنت تشك بـ (نيسبيت) قبل (جون) أن يذكر اسمه، لماذا؟ |
| Jack Nesbitt'ten. "Özür dilerim." yazıyor. | Open Subtitles | إنها من (جاك نيسبيت) يقول فيها "أعتذر كثيرا"ـ |
| Striptiz kulübündeki arkadaşın, Jack Nesbitt kirli işler içinde. | Open Subtitles | رفيقك الذي في نادي التعري (جاك نيسبيت) متورط ببعض الأعمال القذرة |
| Nesbitt'ten bahsetti. Eski işvereninden. | Open Subtitles | وقال لي أن (نيسبيت), الرجل الذي تعمل لديه |
| Bay Nesbit'in wi-fi'sini çekebilmek için. | Open Subtitles | لأستطيع التقاط شبكة السيد (نيسبيت) |