"نَجْلسُ" - Translation from Arabic to Turkish

• oturalım
• otururken
• otururduk
• oturuyoruz

Haydi. oturalım.
أوه هلم دعنا نَجْلسُ

- oturalım dedim.
- قُلتُ، دعنا كُلّ نَجْلسُ أسفل.

Hadi oturalım.
دعونا نَجْلسُ جميعا

Bunu hep beraber barda otururken uydurdum.
انا إخترعتها، كُلّ هذا بينما نحن كُنّا نَجْلسُ في الحانةِ.

Jakuzi de otururken şampanya içmek eğlenceli olur diyordum.
إعتقدتُ بأنّه سَيَكُونُ مرحاً أن نرَشْف الشمبانيا بينما نَجْلسُ في الجاكوزي

Çocukken kanapede otururduk. Kakao içip Noel sunucularını izlerdik.
نحن نَجْلسُ على الأريكةِ، نحن نَهْزُّ كاكاونا

Biz sigara içilmeyen bölümde oturuyoruz... ve şu adam purosunu söndürmeyi reddediyor.
نحن نَجْلسُ في قسمِ غيرِ المدخنين وذلك الرجلِ يَرْفضُ اطفاء سيجاره

Tamam, gel bir oturalım.
حسناً،دعنا نَجْلسُ

oturalım.
دعنا نَجْلسُ.

Hadi oturalım, olur mu?
دعنا نَجْلسُ

Bir gün yemek odasında otururken ayağı masanın altından benim ayağıma sürtünmeye başladı.
نحن كُنّا نَجْلسُ في غرفة الطعامِ، يوم واحد، وحذائه نظّفَ ضدّ اللغمِ تحت المنضدةِ.

O köşede otururduk.
نحن كُنّا نَجْلسُ في ذلك الكشكِ هناك.

Bugün bu masada, Leo'nun anısına oturuyoruz.
لذا اليوم نَجْلسُ في هذه الدائرةِ تكريماً للأسدِ.

Evimizde oturuyoruz ve yaşadığımız dünya yavaşça küçülüyor.
نَجْلسُ في البيتِ,ّ وببطئ, العالمِ الذي نَعِيشُ فيه يُصبحُ أصغر