"نُفيت" - Translation from Arabic to Turkish

• sürgüne
• sürgün
• sürüldüm

3 yıl önce bugün sürgüne yollandım. Her şeyi kaybettim. Ve geri almak istiyorum.
منذ ثلاثة أعوام , نُفيت فقدت كل شيء , أريد إستعادته

Margaret, merhametsiz oğlu Westminster'ın Edward'ıyla beraber sürgüne gittiğinde, Henry'de yakalandı.
سُجن هنري و نُفيت مارجريت و ابنها -الذي يقال بانه قاسي- إدوارد حاكم ويست مينستر.

Bizi yenmeseydiniz, ben de sürgüne gitmezdim.
لو لم تسحقنا لما نُفيت

Alnını değdiği her toprakta rüyasını gördüğü her dinin peygamberi tarafından cenneten sürgün edilen
‫نُفيت من السماء‬ ‫في كل أرض ألقي رأسي‬ ‫بكل نبي في كل ديانة أحلم به‬

Birlikte tutuklanmıştık, ...ve hapisten çıktığımda, benden bir yıl önce sürgün edildiğini duydum.
لقد أُلقي القبض علينا معاً وحين خرجت من السجن, سمعت انها نُفيت قبلي بسنة

sürüldüm. Kovulmak yerine sürüldüm.
لقد نُفيت كبديل لطردي

Buraya bir canavar olduğum için sürüldüm.
نُفيت لهنا لأنّي كنت وحشًا.

Bu yüzden çölden sürgün edildim.
و هكذا نُفيت لهذه الصحراء

Ortadan kaybolmak; sürgün edilmek, nefret edilmek atalarından kalan evin yakılmasının kibarca söylenişiyse...
إذا كانت كلمة "اختفت" هي طريقة مهذبة في قول أنها نُفيت وكُرهِت، وجُردت من بيوت أجدادها، فإذن...

-Sakar olduğun için mi sürgün edildin?
-هل نُفيت لأنك أخرق؟