| Yani haftanın sonunda, sana ya git ya da kal diyeceğim. | Open Subtitles | لذا في نِهَايَة ألأُسْبوعِ، أَصِلُ إلى الرأي سواء تَبْقى أَو تَذْهبُ. |
| Mutlu insanların çoğu günün sonunda leş gibi kokar. | Open Subtitles | يَشتمُّ البعض مِنْ الناسِ الأكثر سعادةِ السماء العالية في نِهَايَة اليَوْمِ. |
| Mutlu insanların çoğu günün sonunda leş gibi kokar. | Open Subtitles | يَشتمُّ البعض مِنْ الناسِ الأكثر سعادةِ السماء العالية في نِهَايَة اليَوْمِ. |
| Ama günün sonunda, göreceksiniz, sebebi uyuşturucudan. | Open Subtitles | لكن في نِهَايَة اليَوْمِ، أنت سَتَرى، هو كَانَ مخدّراتَ. |
| Günün sonunda ise, elinde hiç birşey yok. | Open Subtitles | في نِهَايَة اليَوْمِ، لا يَذْهبُ الى أي مكان. أنه عكسك. |
| Seçmeler bu ayın sonunda. Haydi başlayalım! | Open Subtitles | إس بي تي إس لو فى نِهَايَة الشَّهْرِ دعنا نَعمَلُ هذا |
| Ama günün sonunda bunların hiçbir önemi olmuyor. | Open Subtitles | لكن في نِهَايَة اليَوْمِ لا شيئ من ذلك يهم |
| Günün sonunda gitmiş olur. | Open Subtitles | هي سَتَمْرُّ نِهَايَة اليَوْمِ. |
| sonunda tek inancım... bunu yapamayacağımı söyleyen sezgim oldu. | Open Subtitles | الإيمان الوحيد كَانَ عِنْدي في نِهَايَة اليَوْمِ... كَانَ شعوراً وترِي بأنّني لا أَستطيعُ أَنْ أعْمَلُ هو. |
| İşte o zaman, günün sonunda eve döndüğümde. | Open Subtitles | وبعد ذلك في نِهَايَة اليَوْمِ، أنا يُمْكِنُ أَنْ أَذْهبَ إلى البيت وأَخْرجَ أيّ عدوان بقيةِ... |
| Umarım yeterince bavulunuz vardır çünkü bu ayın sonunda onunla kişisel olarak özel jetle tanışmaya gideceksiniz. | Open Subtitles | أَتمنّى بأنّك عِنْدَكَ بَعْض الأمتعةِ الجدّيةِ، لأن أنتم جميعاً ستذهبون فى طائرة خاصّة لمُقَابَلَه شخصياً في نِهَايَة الشَّهْرِ |
| Ay sonunda paranın %60'ını istiyorum. | Open Subtitles | أُريدُ 60 % في نِهَايَة الشَّهْرِ. |
| Bu hafta sonunda ayrılıyorum. İş buldum. | Open Subtitles | سارحل في نِهَايَة ألأُسْبوعِ. |
| - Günün sonunda. - Güzel. | Open Subtitles | بحلول نِهَايَة اليَوم - حسنٌ - |
| Bakalım haftanın sonunda neler olucak. | Open Subtitles | دعنا نرى , er... حيثنحنمِن قِبل نِهَايَة ألأُسْبوعِ، أليس كذلك؟ |