"هائلاً" - Translation from Arabic to Turkish

    • muazzam
        
    • devasa
        
    • çok büyük
        
    • müthiş
        
    • büyük bir
        
    • miktarda
        
    Tekerlekli sandalye kullanmaya başlamak, yeni muazzam bir özgürlüktü. TED عندما بدأت باستخدام الكرسي المتحرك، أكسبني قدراً هائلاً من حرية جديدة
    Bu his hem kendinize hem de topluma muazzam bir güven ve sorumluluk aşılıyor. TED سيعطي ذلك تعزيزاً هائلاً في المسؤولية في نفسك والمجتمع.
    Aşağıda, kalıcı bir alacakaranlık, sisler içinde volkanik bir manzara ve atmosferin devasa ağırlığı büyük basınç yaratır. Open Subtitles بالأسفل هنا، الشفَق الدائم يغمر الأرض البركانية والضغط الهائل للغلاف الجوي يولّد ضغطًا هائلاً
    devasa döngüler çarpıştıklarında, büyük patlamalar ortaya çıkar. Open Subtitles عندما تتداخل حلقاته الضخمة يصير الوهج الضخم هائلاً
    O haklı, efendim. Sürücüde çok büyük bir güç birikimi tespit edildi. Open Subtitles إنه على حق سيدي ، تظهر وسائل التشخيص ارتفاعاً هائلاً في كهرباء المحرك الفوقي
    Bu iki arkadaş, gazeteniz için çok büyük gelir getirebilir kapasitedeler. Open Subtitles هؤلاء الأولادِ إيجابيون،جذابون ويُمْكِنُ أَنْ يُولدواَ ترخيصاً هائلاً لدخل صحيفتكَم
    Fizik açısından, müthiş bir buluştu. Open Subtitles بمفهوم الفيزياء، كان تقدّماً هائلاً
    Çoğu taahhütlerin ve eğilimlerin oluşturulma şeklinden kaynaklanıyor ve bu da bu da büyük bir kargaşa yaratıyor. TED إن معظمها بسبب طرق التصرف حيث ان الديون تتراكم والإتجاهات وهذا يصنع تحدياً هائلاً
    Ama o kadar çok insan var ki yanlış pozitiflerin sayısı muazzam olacak. TED لكن هناك العديد منهم سيكون عدداً هائلاً من الأخطاء الإيجابية.
    Burada dururken elde ettiğiniz izlenim muazzam ve amansız bir gücün etrafta dönüp durmasıdır. Open Subtitles بوقوفك هنا,فإنك تأخذ انطباعاً هائلاً عن القوة الشديدة التي تدور وتدور
    Normalde, karaciğer kesildiğinde... kanama muazzam olur ama bakın. Open Subtitles عادةً ، عندما تقوم بالتشريح داخل الكبد يجب أن يكون النزيف هائلاً ، لكن شاهدوا هذا
    Size Dr. Masters'ın kap işlemi prosedüründe muazzam bir başarısı olduğunu söyleyebilirim. Open Subtitles واستطيع أنْ أبشركما أنّ الدكتور ماسترز. حقّق نجاحاً هائلاً في إجراء سِدادة الرحم.
    Uçağın burnu yere doğru bakmaya başladığında negatif Gs'yi hissederseniz, yani uçağın yapısal bütünlüğünün devasa baskısını. Open Subtitles عندما تندفع مقدمة الطائرة إلى الأسفل أنت تشعور بالجاذبية السلبية، و التي تضع ضغطاً هائلاً على سلامة هيكل الطائرة
    Sadece mekân, yapı ve enerji var; sanatsal renklerden çok yapısal formların yön verdiği, dokuz pano şeklinde açılan, boyanmış devasa bir çerçeve. TED ليس هناك سوى الفراغ و البنية و الطاقة، هنا تجد إطاراً فنياً هائلاً يطل على 9 لوحات أخرى، معتمدة على التكوين النحتي أكثر من الألوان المرسومة.
    Ta Hindistan'a gelmesini, ve tamamıyla çikolata kullanarak devasa bir saray inşa etmesini istemiş. Open Subtitles وطلب منه الحضور إلي الهند... كي يبني له قصراً هائلاً... من الشوكولاتة فقط
    Güneşin gücü ilerleyen haftalarda çok büyük değişikliklere neden olacak. Open Subtitles في الأسابيع المقبلة، قوّة الشمس ستُحدث تغيّراً هائلاً
    çok büyük bir hata yaptığından haberi olduğunu sanmıyorum. Open Subtitles لا أظنّه يعرف حتّى أنّه اقترف خطأً هائلاً جدّاً.
    Evliliğimizde çok büyük gerginliğe sebep oldu ve o da korktu. Open Subtitles كان يسبب ضغطاُ هائلاً على زواجنا, وقد أصيبت بالذعر.
    Sorun olmazsa yarın müthiş bir gün daha geçirmek isteriz. Open Subtitles -جيد لو لم يكن لديكِ أي مانع أتمنى غداً بأن أقضي معه يوماً آخر هائلاً
    Biz hipotezimizde insan olarak kendi kendine çözünmesini tahmin edeceğini varsayıyoruz yani kendi ölümünü ki bu da müthiş bir endişe üretecektir başka bir kavramda endişeyi azaltır konsepti ortaya çıkmaktadır. Open Subtitles نحن نفترض أنه بينما يُطور الإنسان القدرة .. على التنبؤ بالتحرر الذاتي من وهم الموت و هذا الإحساس يُولِّد إحساساً .. هائلاً من القلق ظهر مفهوم آخر قام بالتقليل من هذا القلق
    Bunun için büyük bir inanç ve bağlılık gerekiyor. TED الشيء الذي يتطلب قدراً هائلاً من الإيمان والتفاني.
    Fakat, değişik müzik tarzlarıyla ilgilenen büyük miktarda insan çeşitliliğine de sahipsiniz ayrıca. TED ولكنك أيضاً تجد تنوعاً هائلاً من الأشخاص المهتمين بأنواع مختلفة من الموسيقى.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more