Ancak Habilisler'in yeni aleti bu iş için biçilmiş kaftan görünüyor. | Open Subtitles | إلا أن أدوات الـ(هابيليس) الجديدة يبدو أنها بُنيت لهذا العمل تقريبا |
Daha önce tanıştığımız Homo Habilisler uzun kurak mevsimi komşuları boiseilerden daha zor geçiriyorlar. | Open Subtitles | الـ(هومو هابيليس) الذي قابلناه مبكرا كان يجد الفصل الجاف أشد قسوة بكثير من جيرانهم الـ(بويزي) |
Etraftaki tek leş yiyiciler Habilisler değil. | Open Subtitles | لم يكن الـ(هابيليس) المخلوق القمام الوحيد بالجوار |
Habilisler ve Rudolfensisler birbirlerine oldukça benzerler ve yiyecek için sık sık kavga etmek zorunda kalırlar. | Open Subtitles | يشبه الـ(رودلفينسيس) والـ(هابيليس) بعضهما وكثيرا ما تنشب بينهما معارك من اجل الطعام |
Ama Habilislerin sizin ve benim hayatımızda oynayacağı rol çok farklı olacak. | Open Subtitles | لكن الدور الذي يلعبه الـ(هابيليس) في قصتي أنا وأنت سيكون مختلفا جدا |
Yeni lider olarak iyi bir adayları olmadığı için de... .. Habilisler en kötü zamanlarını yaşıyorlar. | Open Subtitles | وبدون وجود اي مرشح واضح ليخلِف الذكر المهيمن فقد وصل مصير الـ(هابيليس) للحضيض |
Boiseiler ve Habilisler hayatta kalmak için iki farklı yaklaşım sergilerler. | Open Subtitles | كانت الـ(بويزي) والـ(هابيليس) تُجسِد نهجين مختلفين جدا من أساليب البقاء |
Habilisler her işte uzmandır, ama Boiseiler tek bir işte. | Open Subtitles | كان الـ(هابيليس) رجل كل المهام وكان الـ(بويزي) سيد مهمة واحدة فقط |
Et yemek Habilisler'e gerekli protein ve yağ sağladı.... ... ve beyinlerinin gelişimine yardımcı oldu. | Open Subtitles | وفر أكل اللحوم للـ(هابيليس) البروتين والدهون الحيوانية الضرورية للسماح لنمو مخها |
Aslında Habilisler'in beyinleri... | Open Subtitles | في الحقيقة, كان دماغ الـ(هابيليس) تقريبا في نصف حجم الأدمغة |
Habilisler'in her işte uzman olmaları devamlı değişen dünyada hayatta kalabileceklerini gösteriyor. | Open Subtitles | طريقة حياة الـ(هابيليس) كرجل لجميع المهام كانت تعني أن لديهم الفرصة في البقاء في عالم دائم التغير |
Bu nedenle sizi ve beni oluşturmak için bir sonraki adımı atanlar Habilisler olacak. | Open Subtitles | -لذا, فقد كان الـ(هابيليس) هو من اخذ الخطوة التالية في الرحلة نحوك ونحوي |
İki milyon yıl önce, bu zamanlarda Doğu Afrika'da Habilisler'in yaptıklarını daha iyi yapabilen bir maymun adam türü ortaya çıkıyor. | Open Subtitles | تقريبا الآن , وقبل مليوني عام مضت ظهر ( إنسان شبيه القرد) في شرق أفريقيا والذي كان قد فعل ما فعله الـ(هابيليس) ,وأفضل |
Ama onlar Habilisler'in varoluşlarını bitirebilecek farklı bir tür. | Open Subtitles | وقد كان لديهم شيء مختلف شيء قد يعني انه كان بإمكانهم أن يدفعوا الـ(هابيليس) نحو الانقراض |
Gerçek şu ki, Habilisler zor durumda. | Open Subtitles | -الحقيقة أن الـ(هابيليس) كانت تعاني |
Habilisler dünya üzerinde taştan alet yapabilen ilk canlılardı. | Open Subtitles | كان الـ(هابيليس) أول كائن على الأرض |
İşte bu noktada da Habilisler'in ikinci gizli silahları ortaya çıkıyor. | Open Subtitles | وهنا كان يأتي دور سلاح الـ(هابيليس... ) السري الثاني |
Boiseilerin aksine Habilisler et yer. | Open Subtitles | كان الـ(هابيليس) يأكل اللحوم |
Ama Habilislerin gizli bir silahı var. | Open Subtitles | لكن للـ(هابيليس) سلاحه السري |