Bu gün senin için önemli bir gün. İstedim ki Rab seninle olsun. | Open Subtitles | اليوم هو يوم هام بالنسبة لك لذا اريد من الاله ان يكون معك |
- Bak, doğru şeyi yapmak senin için önemli biliyorum. | Open Subtitles | إستمع إلي، أعلم أن القيام بالأشياء الصحيحة هام بالنسبة لك، |
Ve dünya ve Hindistan için önemli olan açık bir startejiniz olmalıdır. | TED | لذلك يجب أن تكون لديك إستراتيجية واضحة وهو أمر هام بالنسبة للهند و بالنسبة للعالم |
Mutluluğu seçtim. Bu benim için çok önemli. | Open Subtitles | لقد إخترت السعادة إنه حقا تطور هام بالنسبة لي |
Teşekkür etme fırsatı vermemiştin. O kitap benim için çok önemliydi. | Open Subtitles | أنت لم تعطنى الفرصه لكى أشكرك فهذا الكتاب هام بالنسبة لى |
Rica edebilirsin, değil mi? Benim için önemli. Bir işe yaramam lazım, hiçbir işe yaramamaktan bıktım. | Open Subtitles | انهم يحتاجون المتسلقون المهرة فقط يمكنك ان تطلبنى, الأمر هام بالنسبة لى |
Benim için önemli bunlar. | Open Subtitles | هذا هام بالنسبة لي تضامن طاقم العمل سوياً |
Benim için önemli. Adamın bozduğu huzur benimkisi. | Open Subtitles | انه شئ هام بالنسبة لى اتعلم, انها راحتى التى يزعجها |
Bunu düşün, benim için önemli çünkü | Open Subtitles | هلاّ فكرت في الأمر ؟ إنه أمر هام بالنسبة لي |
Jack, bunun senin için önemli olduğunu biliyorum ama o sadece bir kuş. | Open Subtitles | أعرف أنّه أمر هام بالنسبة لك، لكنه مجرّد طير |
Bir nedenden dolayı, bu taş onun için önemli ama ben ona güvenmiyorum. | Open Subtitles | إنّها هام بالنسبة له ، لسببٍ ما، لكنّي لا أثق بهِ. |
Bu davayı çözmenin hükümetiniz için önemli olduğunu söylemiştiniz. | Open Subtitles | قلت إن حل هذه القضية هو أمر هام بالنسبة لحكومتك. |
Onuncu gün-dönümü... onun için önemli bir şey. | Open Subtitles | بذكرى مرور عشرة أيام على علاقتهما إنّه أمر هام بالنسبة لها |
Öncelikle kimse ağzıma çakmadı. Bu benim için önemli. | Open Subtitles | لمعلوماتك، لم يضاجع احد فمى هذا هام بالنسبة الى |
Görünüşe göre cesetlerin atıldığı bölge onun için önemli. | Open Subtitles | من الواضح ان موقع التخلص من الجثث هام بالنسبة اليه |
Yani senin için önemli olduğunu düşünüyorsan konuşabilirsin. | Open Subtitles | أريدك.. أريدك أن تتكلمي عما تريدين وعما هو هام بالنسبة لكِ. |
Çünkü onun için önemli. Ev Arkadaşlığı Anlaşması'nı imzaladığımızda anlaşma yaptık. | Open Subtitles | لأنه أمر هام بالنسبة له، وعندما وقعنا على الاتفاقية، اتفقنا على الشروط |
Matuschek mağazası için önemli mi? | Open Subtitles | هل هو هام بالنسبة ل " ماتوتشيك " و شركته ؟ |
Evet, aynı geleneği benim devam ettirmem onun için çok önemli. | Open Subtitles | أجل، وإنه أمراً هام بالنسبة لها أن أواصل ذلك التقليد. |
Bunu yapmana kararlı olduğun için çok sevindim bu senin için çok önemliydi, Charlie. Sen de benim için önemlisin. | Open Subtitles | أنا سعيدة جدا أنك قررت أن هذا هام بالنسبة لك،تشارلي حسنا،أنت مهمة بالنسبة لى. |