Bu yaşantımızın çok önemli bir parçası, yaşamımızın üçte biri uykuda geçiyor. | TED | إنه جزء هام في حياتنا، يفترض أن نمضي ثلث أعمارنا في النوم. |
Ama değiştim ve hayatımda önemli bir şey yapıp farklılık yaratacağım. | Open Subtitles | لكنني تغيرت وسوف اقوم بفعل شيء هام في حياتي وسأحدث فرق |
Hiç hayatında çok önemli bir şey olsun istedin mi? | Open Subtitles | هل أردت يوماً أن تقومي بشيء هام في حياتك ؟ |
evladım,tekrar düşün,bu çok önemli bir adım bu durumda da önemli bir karar alamazsın | Open Subtitles | يا إبنتي ، فكري مجددا ، إنها خطوة هامة جدا ولا تستطيعين إتخاذ قرار هام في هذه الحالة |
Hollywood'da önemli bir menajerle buluşacaktım. Neyse ki erteledi. | Open Subtitles | مِن المُفترض بي أن أقابل وكيل هام في "هوليوود". |
Seksten keyif almanda duygusal bağlılık önemli bir rol oynuyor mu? | Open Subtitles | هل الارتباط العاطفي له دور هام في قدرتك على الاستمتاع بالجنس؟ |
Bu yüzden anayasal devlet konseptinin yayılması bizim yabancı heyetlerimizin çok önemli bir cephesidir. | TED | ولهذا يجب نشر مفهوم الدولة الدستورية وهذا محور هام في مهماتنا الخارجية |
Hepsi bir masada oturdu ve hep birlikte çözümde önemli bir rol oynadılar. | TED | كلهم لديهم مكان على الطاولة وكلهم اضطلعوا بدور هام في وضع الحل، |
Candar kalesinde önemli bir şey bulduğuma inanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنني إكتشفت شيئا هام في قلعة كاندار |
Gelecek hafta bu evde çok önemli bir konferans olacak. | Open Subtitles | سيكون هناك مؤتمر هام في هذا المنزل الأسبوع القادم |
Radyo, Hem Doğu hem de Batı için propaganda savaşında önemli bir silahtı. | Open Subtitles | بالنسبة لكلا الشرق والغرب كان المذياع سلاح هام في الحرب الدعائية |
Hayır, kuru önlüklerinizi giyer giymez size tıp hakkında vereceğimiz önemli bir ders nedeniyle. | Open Subtitles | لا، نحن فعلنا ذلك لنعلمكم درس هام في الطب والذي سنكشفه لكم عندما تغيرون ملابسكم |
Tembel ve çalışma yeteneğinden yoksun olabilirim ama değiştim ve hayatımda önemli bir şey yapacağım. | Open Subtitles | ربما أكون كسول وأفتقد مهارات الدراسة لقد تغيرت وأنا سأقوم بعمل شيء هام في حياتي |
Kültürel ve ailesel sebeplerden dolayı bu onların yaşamının önemli bir parçası. | Open Subtitles | وهو جزء هام في حياتهم ، من خلال أسرهم وثقافاتهم. |
Ben gelemem. Sabaha önemli bir randevum var. | Open Subtitles | لا يمكنني ذلك، لدي موعد هام في الصباح. |
Öğretmenlerin odasında önemli bir toplantım var. | Open Subtitles | لدي إجتماع هام في شرفة المعلمين |
Bence Sancorp Philadelphia'da önemli bir varlık gösteremediği gerçeğini atlıyor. | Open Subtitles | أعتقد أنه لا وجود لسانكروب "ليس لديها وجود هام في "فيلادلفيا |
Brezilya'da önemli işler yapıyorum. | Open Subtitles | أنا أقوم بعمل هام في البرازيل. |