| Küçük Hanna'yı koruman gerekiyordu, ve sonunda bu seni kurtardı. | Open Subtitles | كان لديك هانا الصغيرة لتحميها ثم أصبح الأخرين يقومون بحمايتك |
| Eğer bütün ajanlar gizli görevden faturalanmamış harcamalarla geri dönselerdi Mr. Hanna ya işsiz kalırdım ya da param biterdi. | Open Subtitles | لو كل عميل رجع من مهمته مع النفقات غير محسوبة لـ السيد هانا ساكون بلا و ظيفة او بلا مال |
| Ona bu raporu veren her kimse, Hanna'nın çevresinden biri. | Open Subtitles | اي من الذي اعطاها ذلك التقرير وموجود في عالم هانا |
| Elinizdeki polis raporundan haberim var, ve onu Hanna'ya kimin gönderdiğini biliyorum. | Open Subtitles | اعلم بشأن تقرير الشرطة الذي تمتلكينه واعلم من الذي ارسله الى هانا |
| - Wren söylemedi, ben de sormadım. - Ve "Sırada Hanna var" | Open Subtitles | رين لم يخبرني ، لذلك لم أسئله و هانا هي التاليه ؟ |
| Hanna, annen işe gidinceye kadar bekleseydin etrafta gizli gizli dolaşmak zorunda kalmazdık. | Open Subtitles | حسنا ، هانا إذا إنتظرنا خروج أمك إلى العمل لن يجب علينا التسلل |
| Onlardan böyle bir şeyi isteyemem ama, Hanna, sen farklısın. | Open Subtitles | لا أعتقد ذلك منهم أيضاً ولكن ، هانا أنتي مختلفه |
| Aria'nın tüm arkadaşlarına mı asılıyorsun yoksa tek Hanna mı? | Open Subtitles | هل قمت بمغازلة جميع صديقات اريا ام انها فقط هانا? |
| Onlardan biri olan Hanna Marin Mona'nın odasına girmeme bile izin vermedi. | Open Subtitles | واحده منهم، هانا مارين لم تسمح لي حتى ان ادخل غرفة مونا |
| Hanna onu bir tarakla bile öldürebilecek insnlarla aynı hapishanede. | Open Subtitles | هانا محتجزه في زنزانه مع اناس من الممكن ان يقتلوها |
| Bu görüntüler Hanna Damasio'nun laboratuvarından, ve yaşayan bir insanda beynin yeniden yapılanmasını gösteriyor. | TED | هذه صور اتت من مختبر هانا داماسيو والتي تعرض لكم, داخل الدماغ الحي إعادة بناء هذا الدماغ |
| Vincent Hanna, "Taşralı'nın Domuz Gübresi Gazetesi", Dunny-on-the-Wold. | Open Subtitles | فنسنت هانا, صحيفة سماد خنزير المواطن المحترم, من دوني أون ذا وورلد. |
| O korkmuş, küçük Hanna'yı yanına alman cesaret değil miydi? | Open Subtitles | ألم يكن من الشجاعة أنك رعيت هانا الصغيرة الخائفة |
| Richart, Hanna dürüst biridir. | Open Subtitles | هانا لايلف ولايدور.. نقوم بأعمال معا طيلة الوقت |
| Hanna dürüst biridir. | Open Subtitles | هانا لايلف ولايدور.. نقوم بأعمال معا طيلة الوقت |
| Hanna, annene söyle bazı elbiseleri denemeye geleceğim. | Open Subtitles | هانا أخبري أمّك أنّني سأحضر لتجربـة بعض المـلابـس |
| Biliyorum. Benim gibi. Hayır, eski Hanna gibi. | Open Subtitles | أعرف ماذا ستقولى ، مثلما فعلت أنا لا ، مثلما فعلت هانا السابقة |
| Hanna değersiz ama Jenny bir hazine değerinde. | Open Subtitles | هانا عديمة القيمة لكن جيني تساوي ثروة هل الأمر هكذا؟ بسببك |
| Bu normal Hana, hepimiz için bir sarsıntı. | Open Subtitles | هذا وضع طبيعي إنها صدمة لنا جميعاً يا هانا |
| Hannah'ın pek çok etkileyici çalışmasının arasında benim en hoşuma gideni budur. | TED | اذا من بين تجارب هانا المثيرة للاعجاب هذه واحدة من المفضلة لدي. |
| Sonbahar sergisinden sorumlu olan Han Na Brown'ın detaylı özgeçmişi lazım. | Open Subtitles | . أنا أحتاج تقرير طبي عن هانا المسوؤلة عن إحتفال الخريف |
| Morten Anker'i sorgulama sırasında ortağın Hanne Thomsen bunu duymuş. | Open Subtitles | (في حين تحقيق (مورتن أنكار زميلتك (هانا تومسن) سمعت ذلك |