| Aksini düşündürecek kesin bir durum olmadıkça, içlerinden herhangi birinin hedef olabileceğini varsayacağız. | Open Subtitles | إن لم نقدر أن نحدد محفزاً واضحاً, سوف نعتبر اي واحد منهم هدفاً. |
| Yine de kimsenin kitabına bir tane bile olsa öncelikli hedef yazdırmak istemeyiz. | Open Subtitles | مع ذلك, نفضل ألا نزيد هدفاً ذو قيمة كبرى في سجلات أحد ما. |
| Güzelliğim, zekam, bikiniye hazır vücudum, beni kolay bir hedef yapıyordu. | Open Subtitles | جمالي , ذكائي وشكل جسمي في البكيني جعل منِّي هدفاً سهلاً |
| Çok geç olmadan burayı bir amaç için örgütle. | Open Subtitles | امنح هذا المكان هدفاً قبل أن يفوت الأوان ، أرجوك اسمع يا أليكس ، سيكون كل شئ بخير |
| Yani hala uluslararası bir komplonun hedefi olacak kadar önemli olduğumu düşünmüyorsanız. | Open Subtitles | إلا إذا كنت لا تزال تعتقد أنني. لست هدفاً مهماً للمؤامرة دولية. |
| Kim sayı yaparsa, buradan ve şuradan havai fişek atılacak. | Open Subtitles | إذا سجل أحدهم هدفاً الألعاب النارية ستخرج من هنا ومن هنا |
| O zaman, öncelikle bir hedef belirleyin: olumsuz olarak stereotipleştirmiş olabileceğiniz bir gruptan birini seçin. | TED | حسناً اولها .. هو .. حددوا هدفاً وهو أن تتعرف على شخص واحد ينتمي الى جماعة فكرية كنت تهاجمها بأفكار نمطية سلبية |
| Yani kas hücreleri var; ancak bölünmüyorlar. Dolayısıyla kanserin dişini geçirebileceği bir hedef değil. | TED | اي أنه هناك خلايا عضليه، لكنها لا تنقسم، لذا فإنها لا تشكل هدفاً للسرطان. |
| bir yol bulmalıydık. Dünyadışı Zeka Arayışı, SETI’de çalışan arkadaşlarımızdan birini ikna ettik, peşinde koşulacak sıradışı bir hedef olacaktı. | TED | ومعاً ،أقنعنا زميلاً لنا يعمل لدى "سيتي": البحث عن ذكاء خارج الأرض، بأن هذا من شأنه أن يكون هدفاً للمتابعة. |
| Dünyadaki hacker'ları zekâmızla alt edemeyiz fakat onlara küçük bir hedef sunabiliriz. | TED | نحن لا يمكننا أن نكون أكثر دهاءً من المخترقين حول العالم، ولكن ربما نستطيع أن نقدم لهم هدفاً أصغر. |
| Ancak İngiliz şehirleri gece bombardımanlarına hedef olmaya devam etti. | Open Subtitles | لكن المدن البريطانيه أصبحت هدفاً للقاذفات الليليه |
| İşte bu kadar yakındı. hedef kolaydı. Hem de nasıl kolaydı. | Open Subtitles | كان بهذا القرب، حيث كان هدفاً سهلاً، هدفاً سهلاً |
| Yakın bir zaman sonra hormonlarınız yüzünden arabası olan, dar kotlu, kibar konuşan erkekler tarafından nasıl kolayca bir hedef haline geleceğinizi açıklamak amacıyla şimdi size kısa bir seks eğitim filmi göstereceğim. | Open Subtitles | صف، لكي نوضّح لكم كيف ستكون هورموناتكم هدفاً سهلاً، لكل مغازل معسول الكلام، يمتلك سيارة وبنطال ضيق. |
| - Sam ne kadar zirvede olursa, o kadar büyük hedef olur. | Open Subtitles | .. كلما زادت شهرتك .. تصبح هدفاً أسهل .. |
| Ve ortada bir amaç var ve bu amaç beraberinde bir yaşama arzusu getiriyor. | Open Subtitles | و كان هناك شعور عظيم بالعزيمة أعطاهم هدفاً ومعنى للحياة |
| Birinin bana bir amaç vermesini bekliyordum. | Open Subtitles | كنت منتظراً شخصا ما ليمنحنى هدفاً للحياة |
| Bu vizyonu kanıtlamak için Craig ve Ham ilk defa bilgisayarda DNA kodundan başlayarak sentetik bir hücre yaratma hedefi koydu. | TED | لإثبات هذه الرؤية، كريغ وهام وضعوا هدفاً لإنشاء ولأول مرة خلية صناعية بداية من شيفرة الحمض النووي على الحاسوب. |
| -Direk emirlere karşı geldi, hedefi bombaladı. -Çok fazla yan hasar verdi. -Kendini gruptan ayırdı ve yalnız uçuyor. | Open Subtitles | لقد عصى أمراً مباشراً وفجر هدفاً وسبب خطراً للمنطقة المحيطة وفصل نفسه عن نظام بريمو |
| New York bir 6 sayı yaparsa her iki bahsi de kazanırız. | Open Subtitles | يسجل نيويورك هدفاً و نفوز بأفضل الرهانات |
| Seninle tanışmadan önce, annenin kliniğine geldim kızgın, amacı olmayan ailesiz biri olarak. | Open Subtitles | قبل أن ألتقيك، دخلت إلى عيادتها كشاب غاضب، لا يملك هدفاً ولا عائلة |
| O güzel bir hedef değil. Çünkü o harika bir hedefti. | Open Subtitles | ليس هدفاً مثالياً لأنه سبق و كان هدفاً مثالياً |
| Telsizle konuşuyorsun. Yani kolay hedefsin. | Open Subtitles | ما يعني بأنك على المذياع، ما يعني بأنك هدفاً سهلاً |
| Yaşama amacın olan ölü karının özlemini duymak resimde olmasam bile son vermeyeceğin romantik bir araştırma. | Open Subtitles | زوجة ميتة لتنتقم لها لتجعل هدفاً لحياتك هدف رومانسي لن ينتهي أبداً حتى لو لم أتدخل أنا |
| Bu da onu ana hedef yapıyor. | Open Subtitles | وإنتهاءاً بتوجيهِ ضرباتٍ جويةٍ عن بعد للمنظمات الإرهابية في العراق وسوريا مما يجعلها هدفاً رئيسيّاً |
| Leorio, 403 numaraydı. 16 numara olan Tonpa'nın hedefiydi. | Open Subtitles | رقم (يوريو) هو 403، وكان هدفاً لـ (تومبا) صاحب الرقم 16. |
| Top kafana çarpıp gol olmuştu ama sen farketmemiştin bile. | Open Subtitles | التي سجّلتِ فيها هدفاً برأسكِ، من دون أن تدركي ذلك؟ |