Endişelenerek eline bir şey geçmez. Oturup sakin olmaya çalış. | Open Subtitles | القلق لن يفيد، يجب أن تجلسي وتحاولي الحفاظ على هدوئك. |
Yardımınız gerekiyor. Şimdi sakin olun ve arkaya dönmeyin. | Open Subtitles | أريد مساعدتك إنه أمر هام جداً عليك أن تحافظ على هدوئك و لا تنظر إلى الخلف |
sakin olmaya çalış. Her şey yoluna girecek. | Open Subtitles | حاولي أن تحافظي على هدوئك سيسير الأمر على ما يرام |
Buraya sakinliğini korumanı söylemek için çağırdım. | Open Subtitles | انك لا تودين ان اصبح جزء من الموضوع احضرتك هنا لأقول لك ان تحافظي على هدوئك |
Rudi, soğukkanlılığını genelde bu kadar kolay kaybetmezsin sen. | Open Subtitles | {\cH00ffff}رودي " أنت في العادة لا تفقد " هدوئك بسهولة |
İyi ama biraz sessiz ol. | Open Subtitles | حسناً ولكن حافظ على هدوئك |
sakin olmaya çalış. Her şey düzelecek. | Open Subtitles | حاولي أن تحافظي على هدوئك سيسير الأمر على ما يرام |
Sana konsantre olmayı öğretmek için her taraftan marizlendiğinde ringte sakin olursan hepsi biter. | Open Subtitles | يجبُ أن تتعلم كيف تركز. عندما تُضرب من كل الجيهات. أنت تفقد هدوئك في الحلبة، ويجبُ أن يكون ذلك في كل الأنحاء. |
sakin olmalıyız. Bu insanlar bize güveniyor, tamam mı? Bu nedenle bu saçmalığı kes hemen. | Open Subtitles | عليك أن تحافظ على هدوئك هنالك إناس فى حاجة لمساعدتنا هنا |
Ancak sakin olmalısın. Sesini de alçak tut. | Open Subtitles | لَكنَّ حافظ على هدوئك وسيبقى صوته منخفضاًً |
sakin ol ve saatte 45 kilometreden hızlı yürüme. | Open Subtitles | فقط حافظي على هدوئك و لا تمشي بسرعة تتعدى 30 ميلا في الساعة |
O yüzden sakin ol ve beni arama. | Open Subtitles | .كل المكالمات , لذا حافظ على هدوئك ولاتتصل بي |
Geri çekilmeniz gerek, efendim. Lütfen sakin olun. | Open Subtitles | ،أريدُكَ أن تبقى خارجاً سيدي و حافظ على هدوئك |
Sana dedim, ya sakin olursun ya da seni bu adamın yanına kelepçelerim. | Open Subtitles | الآن، أخبرتك مرة أن تحافظ على هدوئك أو سأكبلك بجوار هؤلاء الرجال. |
sakin kalmak hepimiz için daha güvenli. | Open Subtitles | سيكون أكثر آمانا لنا جميعا إذا حافظت على هدوئك |
O kürsüye çıktığın zaman bil ki ilk görevin, sakinliğini korumak. | Open Subtitles | أرجوك فحسب عندما تكون على المنصة ستكون مهمتك الأولى ألأ تفقد هدوئك |
Sen lütfen sakinliğini koru. | Open Subtitles | الأمر أنه عليك أن تحافظ على هدوئك |
soğukkanlılığını koru. | Open Subtitles | حافظي على هدوئك |
Yani David ya tam olarak neler dönüyor söylersin ya da senin o mükemmel soğukkanlılığını darmadağın ederim. | Open Subtitles | لذا، (ديفيد) ستخبرني بالتحديد ما الذي يجري. وإلا فإنني وبكل جدية وإلا فإنني سأفسد هدوئك المثالي. |
Arkamda kalın ve sessiz olun. | Open Subtitles | إبقى خلفي و حافظ على هدوئك |