Sana bu anlaşmayı ayarlamak için bir sürü torpil yaptı. | Open Subtitles | لقد كان عليها فعل الكثير لتحصل لك على هذا الإتفاق |
Herhangi bir mazeretsiz devamsızlıkta, okulda işlenen herhangi bir disiplin suçunda, bu anlaşmayı iptal edebilir ve beni istediğiniz bir okula gönderebilirsiniz. | Open Subtitles | أى غياب بدون أعذار, و أى عقوبات بالمدرسة يمكنك أن تبطل هذا الإتفاق و ترسلنى إلى أى مدرسة تريدها |
Herhangi bir mazeretsiz devamsızlıkta, okulda işlenen herhangi bir disiplin suçunda, bu anlaşmayı iptal edebilir ve beni istediğiniz bir okula gönderebilirsiniz. | Open Subtitles | أى غياب بدون أعذار, و أى عقوبات بالمدرسة يمكنك أن تبطل هذا الإتفاق و ترسلنى إلى أى مدرسة تريدها |
O halde beni öldürsen iyi olur çünkü sahip olduğum tek şey bu anlaşma. | Open Subtitles | قد ينتهي بك الأمر مقتولاً مثلي لأن هذا الإتفاق هو الشيء الوحيد الذي أملكه |
Anlaşma bu değildi. Ya Latince. Polis buna inanacak mı? | Open Subtitles | لم يكن هذا الإتفاق فيليب و هل سيصدق الشرطة هذا؟ |
Hepimizin bu anlaşmanın şartlarını anladığımızı varsayıyorum. | Open Subtitles | أفترض بأننا جميعاً نعرف شروط هذا الإتفاق |
Anlaşma böyleydi, değil mi? | Open Subtitles | ألم يكن هذا الإتفاق ؟ |
bu anlaşmayı bu yüzden yapmamış mıydık? | Open Subtitles | أليس هذا كان السبب وراء عمل هذا الإتفاق بيننا منذ البداية؟ |
Eğer bu anlaşmayı bitirmek istiyorsan. | Open Subtitles | أنتي تريدين أن تكوني حرة من هذا الإتفاق |
bu anlaşmayı devam ettirebilir miyiz? | Open Subtitles | هل يمكننا أن نبقي على هذا الإتفاق |
Peki, bu anlaşmayı yapmasaydık, bitmiştik. | Open Subtitles | حسنا، بدون هذا الإتفاق نحن منتهون |
Bağlayıcı olmayacaktır. Bill, bu anlaşmayı kabul etmeye hiç niyetim olmadığını anlamalısın. | Open Subtitles | بيل), يجب أن تفهم أنى) لا أنوى تشريف هذا الإتفاق |
Sana söylüyorum, Samantha hala bu anlaşmayı yapabilirsin. | Open Subtitles | أن تقبلى هذا الإتفاق |
bu anlaşma beş yıl daha kalmama işyükümü ikiye katlamak anlamına geliyor. | Open Subtitles | هذا الإتفاق يعنى العمل لخمس سنين إضافية و مضاعفة عملى |
Ama belki de bu anlaşma kendini sevdiğin kişiyle beraber geçireceğin geleceği belli olmayan karmaşık bir hayattan korumak için uydurduğun bir bahanedir. | Open Subtitles | لكن ربما هذا الإتفاق مجرّد عذر تستغلينه لحماية نفسك من الفوضى والتشكيك في الحياة مع الشخص الذي تحبينه فعلاً |
- Ekibimin ve yakıt parasını ödeyeceksin. Kalanı senindir. Anlaşma bu. | Open Subtitles | ستدفع لطاقمي وكل التكاليف عليك والبقية لك، هذا الإتفاق. |
- Tabii adamın bilmesini istemiyor. - Anlaşma bu mu? | Open Subtitles | وبهذه الطريقة هى تريد أن - تبقى الأمر سراً هل هذا الإتفاق الذى قصدته ؟ |
Sanırım ikimiz de bu anlaşmanın yalanlar üzerine kurulu olduğunu biliyoruz... | Open Subtitles | حسناً، كلانا يعلم أن هذا الإتفاق عقد على كومة كذب |
Eğer ihlal ederlerse, seni dışlamaya çalışırlarsa, bu anlaşmanın bir değeri kalmayacak ve sana parayı ödemek zorunda kalacaklar. | Open Subtitles | إذا خرقوا الإتفاق, وحاولوا التفوق عليك سيبطل هذا الإتفاق وسيكون عليهم تسديد المال لك |
Anlaşma böyleydi. | Open Subtitles | حسناً ، هذا الإتفاق |