Ayrıca Bu yumurtalar kumlu ve lezzetsiz. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أن هذا البيض رملي وعديم الطعم |
Biraz soğuması için beklemek zorundasın. Özür dilerim.Senin söylediğini ciddiye almadım,Bu yumurtalar bozuk. | Open Subtitles | ـ عليك فقط أن تتركيه ليبرد قليلا ـ أنا آسفة ، أنا لا أهتم بما قلته ، هذا البيض فاسد |
Bu yumurtalar taze mi, merak ediyorum. | Open Subtitles | إننى أتسائل إن كان هذا البيض طازجاً |
Bu yumurtaları köpeğe versen yemez. Bunu yemiyor musun? | Open Subtitles | هذا البيض المخفوق سيجعل الصقر يتقيأ ، هل إنتهيت من هذه؟ |
O Bu yumurtaları önüme koymadan önce, bu şehirde sahip olabileceğim tek arkadaştı. | Open Subtitles | قبل أن يضع هذا البيض أمامي إعتبرته أقرب صديق في هذه البلدة. |
bu yumurta tam dört dakika pişmiş, öyle değil mi? | Open Subtitles | هذا البيض يحتاج إلى أربع دقائق، أليس كذلك ؟ |
- Kızın yumurtası o. | Open Subtitles | هذا البيض للفتاة. |
Bu yumurtalar tek bir erkek tarafından bakılıyor. | Open Subtitles | يتم الاعتناء بكل هذا البيض من ذكر منفرد |
Babacığım Bu yumurtalar bozuk.sarısında bir tanecik var. | Open Subtitles | أبي هذا البيض فاسد . هناك شيء على المحّ |
Bu yumurtalar sanki küçük acil durum kapsülleri gibidir. | Open Subtitles | يبدو هذا البيض ككبسولات نجاة صغيرة |
Bu yumurtalar hiç de fena değilmiş. | Open Subtitles | أتعلمين، هذا البيض ليسَ سيئاً أبداً |
Bu yumurtalar kutsal lokomotifin kaynattığı suyun içinde haşlanmış. | Open Subtitles | هذا البيض مغلي بواسطة ماء... تم تسخينه عن طريق المحرك المقدس. |
Tatlıymış. Bu yumurtalar yaramazlık için. | Open Subtitles | "فريتا " هذا البيض كان للعب به في الهالويين |
Yumurtalarını berrak bir suya ya da herhangi bir su birikintisine bırakacaklar, ya kuş banyosuna ya da herhangi bir çiçek saksısına, temiz su olan her yere yumurtalarını bırakacaklar ve bu temiz su nakil sağlayan bir yere, iskeleye yakınsa ya da ulaşım sağlayan herhangi bir yere yakınsa, Bu yumurtalar daha sonra dünyanın her yerine taşınacaktır. | TED | سيضعون بيضهم في مياه صافية كأي حمام سباحة أو بركة صغيرة أو حوض مياه للطيور أو إناء للزهور، سيضعون بيضهم في أي مكان يوجد به مياه صافية. ولو كانت المياه الصافية بجانب مكان يتم فيه النقل كميناء، لو كانت بأي مكان يجاور وسائل النقل فسيتم نقل هذا البيض حول العالم. |
Oh, Bu yumurtalar iğrenç. | Open Subtitles | هذا البيض مقرف. |
Ama buldukları anda Bu yumurtaları yemeye hazır çok sayıda böcek ortalıkta cirit atıyor. | Open Subtitles | مع ذلك توجد حشرات كثيرة بالجوار قد تأكل هذا البيض لو عثرو عليه. |
Bu yumurtaları iyiye kullanmanın yolunu bulduğumuz için çok mutluyum. | Open Subtitles | أنا مسرور لاننا وجدنا طريقة أفضل لاستعمال هذا البيض. |
Ve olan da buydu. Bu yumurtaları dünyanın her yerine insaoğlu taşıdı ve bu haşarat 100'ü aşkın ülkeye musallat oldu ve şimdi bu sivrisineklerin yaşadığı bu ülkelerde 2.5 milyar insan yaşıyor. | TED | وهذا ما حدث. لقد نقل الجنس البشري هذا البيض على طول الطريق إلى جميع أنحاء العالم، وقد غزت هذه الحشرات أكثر من 100 دولة، وهناك الآن 2.5 مليار من البشر يعيشون في مدن تقيم فيها هذه البعوضة. |
Ah, kahretsin, Madam, bu yumurta taze değil. | Open Subtitles | تباً أيتها الآنسة, هذا البيض ليس طازجاً |
Fakat bu yumurta var ya? | Open Subtitles | لكن هذا البيض ؟ |
Lois, bu yumurta sahanda. | Open Subtitles | (لويس) ، هذا البيض مشفر |
- Kızın yumurtası o. | Open Subtitles | هذا البيض للفتاة. |