Başbakanla bu konu hakkında biraz önce yaptığımız... oldukça önemli ve açıklayıcı bir toplantıdan geliyoruz. | Open Subtitles | اننا قادمين للتو من جلسه قصيره جدآ و قاسيه مع رئيس الوزراء بخصوص هذا الشأن |
bu konu hakkında yarbayla konuşmalısınız, efendim. | Open Subtitles | عليك التحدث إلى القائد في هذا الشأن سيدي |
bu konu hakkında doğrudan bana rapor vermeni istiyorum. | Open Subtitles | أنا أريد منك أن يقدم تقريرا إلى لي مباشرة في هذا الشأن. |
- bu konuda size yardımcı olabiliriz. - Evet, mesajınızı aldık. | Open Subtitles | ربما يمكننا مساعدتكم فى هذا الشأن نعم ، لقد تلقينا رسالتكم |
...bence bu.. - Hepsi doğru. Asla bu konuda yalan söylemedim. | Open Subtitles | الأمر صحيح، لم أكذب قط في هذا الشأن لا أشعر بالفخر |
Ev Heyeti'yle ilgili bu konuyu konuşmamı hatırlat bana. | Open Subtitles | ذكرنى بأن أخاطب مجلس النواب فى هذا الشأن |
Kusura bakma... Muhtemelen bu konuyu seninle konuşmamam gerekirdi. | Open Subtitles | لعلّي لا يتعيّن أن أتحدّث معك في هذا الشأن. |
Sırf bu konu bile CBI'ı bu konuda elemeye yeter. | Open Subtitles | وذلك ينبغي أن يُنحّي مكتب التحقيقات من الوصاية في هذا الشأن. |
Ama tek yaptığın bu konu üzerine tartışmaksa neden seninle olmak isteyeyim? | Open Subtitles | لكن ما الذي يجعلني أرغب في أن أكون معك إذا كان كل ما تقوم به هو الجدال في هذا الشأن ؟ |
Oraya taşınabilmemiz için az da olsa bir ihtimal var ve bu konu hakkında tüm söyleyeceklerin bu kadar mı? | Open Subtitles | هناك فرصة ضئيلة يمكن أن نتحرك هناك، و هذا كل ما لديك القول في هذا الشأن ؟ |
Okyanuslar yaşam dolu güzel yerlerdir ama onların, sadece aşırı şekilde balık avlayarak değil, aynı zamanda sorumsuz balıkçılıkla ve de tarlalarımızda kullandığımız gübre gibi çevreyi kirleten kimyasallarla hızlı bir şekilde değişmelerine yol açıyoruz. Son zamanlarda, küresel ısınma bu değişime neden olmaktadır ve eminim Steve Schneider daha sonra bu konu üstünde ayrıntılı bir açıklama yapacaktır. | TED | وانها حية ومكان جميل، ولكننا نغير من طبيعة المحيطات بسرعة مطردة ليس فقط مع الصيد الجائر ،و الصيد غير المسؤول، أول إلقاء الملوثات مثل الأسمدة من الأراضي الزراعية . ولكن أيضا ، وفي الآونة الأخيرة ، مع تغير المناخ ، وستيف شنايدر، وأنا متأكد، سيخوض في المزيد من التفاصيل في هذا الشأن. |
Tommy, hadi ama. bu konu hakkında konuşmalıyız. | Open Subtitles | تومي) ، بربك) يجب ان نتحدث عن هذا الشأن |
bu konuda çok ciddiyim çünkü tüm olanlar için kendimi sorumlu hissediyorum. | Open Subtitles | إننى جاد فى هذا الشأن لأننى أعتبر نفسى مسؤولاً عما حدث |
Mr. Ricci, bu konuda herkes size yardım etmek istiyor. | Open Subtitles | السيد ريتشي، الجميع يريد مساعدتك في هذا الشأن |
İnan bana Al, bu konuda uzmanım. | Open Subtitles | حسنا، صدقوني، القاعدة، أنا خبير في هذا الشأن. |
bu konuda çok farklı düşünüyoruz. Tartışmanın anlamı yok. | Open Subtitles | آرائنا مختلفة في هذا الشأن ولا جدوى من النقاش. |
Benim fikrim, bu konuyu değiştirmeyecek demiyorum, ...elbette her zaman görüşmeye açığım, ...ama büyük sosyal ağ şirketlerinin kendi ağırlıklarını taşıyamaması konusunda bir nedenleri olduğuna ikna olmam gerekiyor. | Open Subtitles | أنا لا أقول إن رأيي لن يتغير في هذا الشأن وبالطبع، أنا منفتح دائماً للحوار ولكن يجب أن تقنعوني بأن هناك سبباً واحداً |
Benim fikrimin bu konuyu değiştirmeyeceğini söylemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أقول إن رأيي لن يتغير في هذا الشأن |
bu konuyu konuşmak için istediğiniz kadar zamanınız var. | Open Subtitles | و يجب عليكما أخذ بعض الوقت للتشاور في هذا الشأن |
Size söz veriyorum eğer seçilirsem, ilk iş olarak bu konuyu sorgulaması için özel bir birim oluşturacağım. | Open Subtitles | أتعهّد إليكم الآن بأنني إن نُصبت عمدةً، سيكون أول قراراتي... هو تعيين لجنة خاصة للتحقيق... في هذا الشأن |