Bu mağaza New York'un en lüks ve gözde mağazalardan biriydi. | Open Subtitles | هذا المتجر كان الأكثر جمالاً, الأكثر فخامةً |
İade sayesinde Bu mağaza bizim! | Open Subtitles | ،الشكر لميزة الإرجاع أصبح هذا المتجر خزانة ملابسنا |
Bu dükkan 20 yıldır benim hayatım ve şimdi yok yere harcanıyor. | Open Subtitles | لقد كان هذا المتجر حياتي طيلة 20 عاماً و الآن بدأ يضيع هباءاً |
bu dükkanı babandan ayrılınca dişimle tırnağımla bu güne getirdim. | Open Subtitles | لقد بدأت هذا المتجر من نقطة الصفر عندما تركت والدك. |
Sonra bulduklarınızı bilgisayara girin, ve bu dükkanın civarına bakın. | Open Subtitles | ضعهم في الكمبيوتر وانظر إذا كان أي منهم يعيش قرب هذا المتجر |
Bu mağazanın sana mucizevî gelmesinin nedeni 20 yıla yakın bir akıl hastanesinde yatmış olman. | Open Subtitles | السبب وراء أن هذا المتجر يبدو كالمعجزة بالنسبة لك لأنه تم إحتجازك في مصح عقلي |
Bu dükkana asla gelmeyeceğim. Kendime çalışıyorum. | Open Subtitles | سوف اذهب الي بيتي ، ولن ادخل الى هذا المتجر مرة اخرى ، لن يعملوا شيء من اجلي |
- Konuş bakalım. - Ben bu mağazayı daha verimli hale getirmek için yollandım. | Open Subtitles | تحدث إلى لقد تم إنتدابى إلى هنا لكى أرفع من شأن هذا المتجر |
Bu mağaza en güvenli yer. | Open Subtitles | وفي الواقع ، فإن هذا المتجر آمن كما في أي مكان |
Bu mağaza tüm güzelliklerin olduğu bir mekan. | Open Subtitles | هذا المتجر هو مكان لجميع الأشياء الجميلة |
Ama Bu mağaza, bizden çok sonra bile ayakta olacak. | Open Subtitles | لكن هذا المتجر سيستمر لفترة طويلة بعد موتنا |
Bu dükkan çocuklar tarafından işletilip, onlara uygun olacak. | Open Subtitles | هذا المتجر سيديره طفلان من أجل الأطفال |
Bu dükkan 115. karakoldan iki adım ötedeydi. | Open Subtitles | هذا المتجر كان قريب من قسم المنطقة 115. |
Eğer Calvin kendi oğluna vermezse bu dükkanı bile devir alabilirim. | Open Subtitles | وربما سوف املك هذا المتجر اذا لم يعطيه كالفين لابنه |
bu dükkanı açmak için çok çalıştım. Ama senin bana duyduğun inanç en büyük yardımcım oldu. | Open Subtitles | افتتاح هذا المتجر تطلب العمل الكثير ولكن ايمانك بي مكنني من ذلك |
bu dükkanın kazanç sağlamaya müsait dostlara ihtiyacı var.Tamam mı? | Open Subtitles | هذا المتجر هو الذى أتاح لنا إمكانية الزواج |
Anlat bakalım. - Bu mağazanın verimli çalışması için gönderildim. | Open Subtitles | تحدث إلى لقد تم إنتدابى إلى هنا لكى أرفع من شأن هذا المتجر |
Bu dükkana gelmenin en iyi tarafı oydu. | Open Subtitles | انه افضل جزء بالرحلة ان نأتى الى هذا المتجر |
Tek mesele, bu mağazayı bir günlüğüne müşterilerle doldurup taşırmak. | Open Subtitles | كل مايهم هو أني سأملأ هذا المتجر بالزبائن في يوم واحد |
Ah, gayet iyi. Bu dükkân biraz tuhaftır açık olduğu günlerden çok kapalıdır. | Open Subtitles | هذا المتجر غريبٌ بعض الشيئ إنّه يغلق أكثر مما يفتح |
Bu dükkanda listendeki tüm mühimmat bulunmaz. | Open Subtitles | هذا المتجر لا يوجد به كل هذه الذخائر المدونه هنا فى تلك القائمه |
Kusura bakmayın ama her yanda bu dükkândan var. Evet ya, sorma. | Open Subtitles | -معذرةً يا سيدي لكن هذا المتجر موجود في كل مكان |
Bu mağazadan artık hayır gelmez. | Open Subtitles | هذا المتجر هدف خاسر. |
Casey Flynn'ı öldüren şişe bu dükkandan gelmişti. | Open Subtitles | الزجاجة التي قتلت " كيسي " جاءت من هذا المتجر |
"Bu bakkal dükkanında, | Open Subtitles | "في هذا المتجر |
Bir daha bu mağazaya adımını atarsan dünyayı başına yıkarım. | Open Subtitles | إن وضعت قدم في هذا المتجر مرة اخرى سأنزل الجحيم بك |