| Bahisçimin beni bulamayacağı tek yer, burası. | Open Subtitles | هذا المكان الوحيد الذي لا يمكن لمدبر رهاناتي ايجادي فيه |
| Böyle devam edersen herhalde artık seni görebileceğim tek yer burası olacak. | Open Subtitles | إذا ظللتِ هكذا متعنتة ، ربما سيكون هذا المكان الوحيد الذي سأقابلك به |
| Böyle devam edersen herhalde artık seni görebileceğim tek yer burası olacak. | Open Subtitles | إذا ظللتِ هكذا متعنتة ، ربما سيكون هذا المكان الوحيد الذي سأقابلك به |
| Emniyette olacağınızı bileceğim tek yer burası. | Open Subtitles | هذا المكان الوحيد الذي اعلم انك ستكونين فيه بأمان |
| Biraz özelimizin olduğu tek yer burası. | Open Subtitles | هذا المكان الوحيد الذي يمكننا أن نحصل فيه على الخصوصيه |
| O kadar çok nefret ediyorsun ki kalabildiğin tek yer burası. | Open Subtitles | انت تكره ان يكون هذا المكان الوحيد الذي تبقى به |
| Ama kimseye görünmeden görüşebileceğimiz tek yer burası. | Open Subtitles | لكن هذا المكان الوحيد الذي لن يرانا فيه أحد. |
| Merkez çok kalabalık, rahatça konuşabileceğimiz tek yer burası. | Open Subtitles | المخفر مزدحم جدا هذا المكان الوحيد الذي لا يسمعنا فيه احد |
| Hastane dışında yaşadığın tek yer burası. | Open Subtitles | بيت هذا المكان الوحيد الذي عشت فيه خارج المستشفى |
| Ulaşamayacağı tek yer burası. | Open Subtitles | هذا المكان الوحيد الذي لن يصل إليه |