bu konu üzerine dünyada çok iyi mantık yürütenler var. | TED | هناك أفضل الأدمغة في هذا العالم يعملون على هذا الموضوع. |
bu konu hakkında çok yazı yazdım. Buna topraktan yaşama deniyor. | Open Subtitles | كتبت عن هذا الموضوع كثيرا تسمى طريقة العيش من غلة الأرض |
O diğer kuzenim, ama bundan bahsettiğin için sağol, seni salak. | Open Subtitles | هذا ابن عمي الآخر لكن شكراً لذكرك هذا الموضوع يا أحمق |
bununla ilgili konuşmak için yanına gitmiştik ki aniden kuramı çürüttü. | TED | هكذا ذهبنا للتحدث معه حول هذا الموضوع وعلى الفور، أسقط النظرية |
- Onu hapishaneye yolla. - Sen bu işin dışında kal. | Open Subtitles | ـ إدفع به إلى السجن ـ لا تتدخل في هذا الموضوع |
Ama bence artık bu konuyu konuşmanın hiç sırası değil.. | Open Subtitles | لكنى اعتقد انه من الافضل الا نتكلم فى هذا الموضوع |
Fakat çok yakın zamanlara kadar bu konuda çok az çalışma yapıldı. | TED | لكن حتى وقت قريب، تم القيام بعمل القليل جدًا حول هذا الموضوع. |
Kimya kulübü başkanı Taylor McKessie... bu konuyla ilgili tüm sorularınızı yanıtlayabilir. | Open Subtitles | يجيب السيد تايلور مكيسي رئيس النادي عن كل أسئلتكم في هذا الموضوع |
bu işe Kral'ı karıştırmadan kolayca halledebilirdik şayet bu kadar dik kafalı olmasaydın. | Open Subtitles | كان يمكننا أن نفعل هذا بالطرق السهلة وكان يمكننا أن ندع الملك خارج هذا الموضوع إذا لم تكونى عنيدة إن هذا هو عرضى الأخير |
Sadece bu sabah sana bu konu hakkında soru sormaya başladım. | Open Subtitles | انا ابتديت اسالك الاسئله النهارده فقط اسئله صريحه عن هذا الموضوع. |
Ben söylemedim, ve önemli bu konu ile ilgili bir çok sorum var. | Open Subtitles | و لدي العديد من الأسئلة بخصوص هذا الموضوع الذي لن نجاوب عليه نحن |
Geçtiğimiz yılı bu konu hakkında araştırma yapıp yazarak geçirdim. | TED | لقد قضيت السنوات الاخيرة اقوم بالابحاث وكتابة المقالات عن هذا الموضوع |
O diğer kuzenim, ama bundan bahsettiğin için sağol, seni salak. | Open Subtitles | هذا ابن عمي الآخر لكن شكراً لذكرك هذا الموضوع يا أحمق |
Evet, eğer bunu çözebilirsek kendisi de bundan mutluluk duyacaktır. | Open Subtitles | نعم, وسيكون سعيد إذا تمكنا من العمل على هذا الموضوع |
Ama seni bundan mümkün olduğunca uzak tutmaya çalıştığını biliyorum. | Open Subtitles | ولكنني أعلم أنها تحاول إبقاءكِ خارج هذا الموضوع قدر المستطاع. |
Bu sabah onun şovunda bununla ilgili bir şaka dinledim,. | Open Subtitles | هذا الصباح، سمعت له مازحا حول هذا الموضوع في برنامجه. |
Onu bu işin dışında tut! Onu neden bu işin dışında tutmuyoruz? | Open Subtitles | أتركها فقط خارج هذا الموضوع لماذا لا يمكننا أن نتركها خارج هذا؟ |
Fakat tek bir sözünüzle bu konuyu sonsuza dek kapatırım. | Open Subtitles | ولكن كلمة واحدة منك ستلزمني الصمت عن هذا الموضوع للابد. |
Er biz bu konuda endişelenmenize gerek olacak az , zamanımızın geri almak. | Open Subtitles | وكلما أسرعنا في العودة إلى وقتنا سيكون لدينا القليل لنقلق حول هذا الموضوع |
bu konuyla ilgili beklenen tartışma için sigorta evraklarının kopyalarını getirdim. | Open Subtitles | كنت أتوقع مناقشة هذا الموضوع, لذلك أحضرت بعض من أوراق التأمين. |
En iyi adamlarımı bu işe yönlendirebilirim. | Open Subtitles | بإمكاني ان أضع افضل رجالي حول هذا الموضوع |
bunun hakkında sizi bilgilendirme şansı bulduğum için çok mutluyum. | TED | لذلك أنا سعيد لحصولي على فرصة لأحدّثكم حول هذا الموضوع. |
bunu söylediğim için utanıyorum, ama yüzüğü yeniden görene dek bunları tamamen unutmuştum. | Open Subtitles | انا خجل مما ساقوله لكن منذ ذلك اليوم وأناقد نسيت هذا الموضوع كلياً |
Ve hazır konusu açılmışken, pek TV'deki gibi de görünmüyorsunuz. | Open Subtitles | و بينَما نَحنُ في هذا الموضوع أنتِ لا تَبدينَ هكذا على التِلفاز |
Belki de haklılar ve bu işi bırakmalıyım ama yapamıyorum. | Open Subtitles | ربما هم على حق وربما يجب علي ترك هذا الموضوع |
BG: bu konuya tekrar döneceğiz, Dünya Gıda Programı'ndan kaynak ve makbuz kesimi olduğundan bahsettiniz. | TED | برونز خيوساني: سوف نعود إلى هذا الموضوع أيضا، ولكنك ذكرت وقف التمويل ومستندات الصرف من برنامج الأغذية العالمي. |
Daha sonra bu konunun tartışmaya açık olması gerektiğini biliyordum. | TED | علمت حينها أن هذا الموضوع يستحق أن يفتح للنقاش |