| Soğukkanlılığını koruduğu için. Bu yüzden onları taktığında Bunu hatırla. | Open Subtitles | لقد نالهم لحفاظه على هدوئه لذا تذكر هذا بينما ترتديهم |
| Dinle Chris, kafanda birkaç tahtanın eksik olduğunu biliyorum ama herif Bunu yapmışken "Ed öyle bir şey yapmaz." deme lan bana! | Open Subtitles | استمع ،كريس ،اعرف ان هنالك شيء ما في راسك لكن رجاءا لا تقل ايد لن يفعل هذا بينما انه فعل هذا لتوه |
| Bunu hep beraber barda otururken uydurdum. | Open Subtitles | انا إخترعتها، كُلّ هذا بينما نحن كُنّا نَجْلسُ في الحانةِ. |
| Araba sürerken Bunu yapmanın iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أرى أنها فكرة جيّدة أن تفعل هذا بينما تقود السيارة |
| - Evet. Bunu, ben uyurken yapmış olmalı. | Open Subtitles | هو لا بدّ وأن عمل هذا بينما أنا كنت نائم. |
| Başka şansım yok. Bunu seni beklerken yapmış olmalıydım. | Open Subtitles | ليس أمامي خيار آخر، كان يجب أن أنهي هذا بينما كنت أنتظرك |
| Savaş görmemiş olanlar ise gece olana kadar, herhalde az da olsa Bunu düşündüler. | Open Subtitles | و من لم يشاركوا لا يفكروا بشئ غير هذا بينما نحن ننتظر الظلام |
| Ben patates kızartmasını alırken sen Bunu doldur. | Open Subtitles | املأي هذا بينما أنا سأحضر البطاطس المقلية أملأ هذا ؟ |
| Sen Bunu giy, ben de birer kadeh Cristal koyayım. | Open Subtitles | لماذا لا ترتدين هذا بينما أصب بعض الخمر؟ |
| En iyisi fırsat varken Bunu içeyim. | Open Subtitles | من الأفضل أن نُدخن هذا بينما ما تزال لدّينا فرصة |
| Ben derin uyku sistemlerini incelerken onlar Bunu kimin yaptığını bulmak için gemiyi arayabilirler. | Open Subtitles | ربما يبحثون بالسفينه عن من فعل هذا بينما أدرس انظمه التبريد العميقه |
| Bunu Yunanistan'a gitmeye niyetlendiğimde almıştım. | Open Subtitles | لقد اشتريت هذا بينما كنت في رحلة الى اليونان |
| Hafızanız tazeyken Bunu yapan adamı tarif edebilir misiniz? | Open Subtitles | هناك أيّ شئُ الذي أنت يُمْكِنُ أَنْ تُخبرَني حول الرجلِ الذي عَمِلَ هذا بينما هو ما زالَ جديدُ؟ |
| Tüm hava saham izlenirken sen Bunu yapmayı nasıl başarıyorsun? | Open Subtitles | ، كيف تفعل هذا بينما هم يراقبون المجال الجوى كله ؟ |
| Evet, ama oradayken Bunu aldım oradan. | Open Subtitles | نعم، لَكنِّي مَسكتُ هذا بينما نحن كُنّا فوق هناك. |
| - Onunla ilgilenirken Bunu unutmayın. | Open Subtitles | حسناً , تذكروا هذا بينما نتعامل معها اليوم |
| Konu açılmışken, partine kadar beklemem gerektiğin biliyorum ama Bunu sana etrafta bekleyen bir sürü insan yokken vermeyi tercih ederim. | Open Subtitles | أجل, أجل,بالحديثعنهذا, أعرفأنهيجبأنأنتظرالحفلة, لكني أفضل أن أعطيكِ هذا بينما لا يوجد الكثير من الناس الذين لا أعرفهم |
| Doğru, ama Bunu bu lanet sandalyeye bantlıyken yapamam, değil mi? | Open Subtitles | صحيح لكنني لا أستطيع فعل هذا بينما أنا مربوط بهذا الكرسي اللعين |
| Ben üstüne bir sey bakarken Bunu giyedur. | Open Subtitles | لم لا تلبس هذا بينما أجد القميص و الحزام |
| Ailen burada değilken Bunu konuşmamalıyız bile. | Open Subtitles | ليس علينا نقاش هذا بينما والديك غير حاضرين |